New York Gezi Rehberi – Film Setinden Kareler

Amerika’yı film ve dizilerinden tanımış olan bir nesilden geliyoruz. O yüzden Amerika’da başlangıç noktası olarak New York seçimi bizi çok zorlamadı. Filmlerde gördüğümüz New York’a en yakın halinin Christmas olacağını düşünerek yola çıktık.

Bu arada bizi Instagram‘dan takip edin, beraber gezelim.

Pennsylvania Station’dan çıkıp da Empire State’e doğru yürürken karmakarışık duygulara kapıldık. Doğup büyüdüğünüz şehirden yıllarca uzak kaldıktan sonra, geri döndüğünüzde ne hissederseniz New York bize tam olarak onu hissettirdi. Defalarca her halini gördüğünüz, ama bir yandan da size tamamen yabancı bir şehir.

Kısa süreli bir şaşkınlığın ardından görmek istediğimiz yerler listesinin kabarıklığı aklımıza geldi de normale dönebildik. Kahvemizi alıp, New York listemiz eşliğinde başlayalım New York gezi rehberine.

Ulaşım

Havaalanından şehre ulaşım

Şehre gelmek için kullanabileceğiniz iki havalimanı bulunuyor. Bu havalimanlarından taksi ile Manhattan’a ulaşabilirsiniz. Ancak, trafik yoğunluğu ve ücretlerin yaklaşık 50 $’dan başlaması sebebiyle toplu taşıma detaylarını vermeyi daha uygun görüyoruz.

Newark Liberty International Airport

Havalimanı içerisinde yer alan AirTrain hattı ile Newark Penn Station’a ulaştıktan sonra, bu istasyondan 3882 numaralı trene binerek Manhattan’a ulaşabilirsiniz. Tek yön gidiş ücreti 5.25 $ ve detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Toplamda yaklaşık 35 dk gibi sürede merkeze ulaşabilirsiniz.

John F. Kennedy International Airport

Bu havalimanından Manhattan’a doğrudan bir hat bulunmuyor ve yolculuk yaklaşık 1 saat sürüyor. Öncelikle AirTrain’e binerek Jamaica bölgesine ulaşmanız gerekiyor. Bu istasyonda E metro hattına aktarma yaptıktan sonra merkeze ulaşacaksınız. AirTrain 5 $ ve tek binişlik metro kartı 2.75 $ olmak üzere toplam 7.75 $ ücret ödemeniz gerekiyor.

Şehir içi ulaşım

Tahmin edeceğiniz gibi şehirde gezmek için mutlaka metro kullanmanız gerekiyor. Adım başı metro durağı olduğu için de her yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Birden fazla gün geçireceğinizi düşünerek tek binişlik kart almayacağınızı varsayıyoruz. Çok binişli kart aldığınızda kullanım başına ücret 2.75 $’a denk geliyor. Kalacağınız süreyi göz önünde bulundurarak 7 günlük sınırsız karttan almanızı önerebiliriz. 32 $’lık bu kart ile dilediğiniz otobüs, metro hattına istediğiniz kadar binebilirsiniz. Detaylı bilgi burada yer alıyor.

Şehir Kartları

Eğer şehirde yer alan tüm etkinlikleri yapmak gibi bir niyetiniz varsa bunun için birden çok çözüm sunuluyor. Dilerseniz bir çok etkinliği %100 ücretsiz hale getiren New York Pass, dilerseniz %42’ye kadar indirim sağlayan New York City Pass alabilirsiniz. Eğer giriş ücretine tabi olan ve 6’dan fazla yer görmeyi planlıyorsanız bu kartlar sizin için güzel birer çözüm olabilir.

Görülmesi Gerekenler

Planınızı oluştururken dikkat etmeniz gereken en önemli şey fiyatlar olmalı. Müzelerin bir çoğunu ücretsiz gezebileceğiniz zaman dilimleri bulunuyor. Ayrıca, Amerika’da biletlenen her olayda bir segmentasyon yapılıyor. Örneğin Empire State’in tepesine çıkmak isterseniz size en az 3 farklı kategori sunuluyor.

5. Cadde – 5th Avenue

Ünlü 5th Avenue Manhattan’ın bir ucundan diğerine kadar uzanan devasa bir cadde. Görmeniz gereken birçok bina da bu cadde üzerinde yer alıyor.

Yine cadde üzerinde Museum Mile adı verilen 82. ile 105. sokaklar arasında yer alan bölgede başka ünlü müzeler de yer alıyor.

Cadde üzerinde oldukça ünlü mağazalar da yer alıyor. Özellikle Christmas döneminde yapılan özel vitrin düzenlemeleri oturup dakikalarca izlemeye değer. Bazı mağazalarda yapılan saat başı şovlar sebebiyle, trafik şov süresince duruyor. Mutlaka incelemeniz gereken başlıca mağazalar ise

Central Park

Devasa binaların arasında cennetten bir köşe gibi uçsuz bucaksız uzanan bir park düşünün. 340 hektarlık yüz ölçümü ile Amerika’nın en büyük beşinci parkı. Yıllık 40 milyon ziyaretçisi ile de en çok ziyaret edilen parkı. Bu parkı özel kılan şey ne sorusuna bulabileceğiniz çok fazla cevap var. Bizce en önemlisi New York ahalisinin kaçış alanı olması. Tabi tüm hengameden, betondan sıkılan turistler için de aynı şey söz konusu.

Parkın geçmişi 1850’ye kadar dayanıyor. Park 2017’de Unesco Dünya Mirası listesine alındı ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon tarafından yönetiliyor. Sadece parkın bakımı için ayrılan yıllık bütçe 65 milyon $.

Mevsime bağlı olarak bir tam gününüzü parka ayırmanızı öneririz. Ama park çok büyük olduğu için gitmeden önce Central Park Rehberimizi okumanızı öneririz.

Amerikan Doğa Tarih Müzesi – American Museum of Natural History

Central Park’ın hemen karşısında, kuzey batı Manhattan’da yer alıyor. Müze koleksiyonu 33 milyondan civarında materyalden oluşuyor. Bunlar dinozor fosili, bitkiler, meteor örnekleri gibi oldukça geniş kapsamlı sergilerden oluşuyor. Binanın kendisi birbirine bağlı 28 bina ve 45 kalıcı sergiye ev sahipliği yapabilecek bir salondan oluşuyor. Bu devasa müze, özellikle çocuklu aileler için adeta bir hazine. Müzenin en önemli özelliği fiyatı bağış olarak siz belirliyorsunuz. Bu nedenle dilerseniz ücretsiz de gezebilirsiniz. Ancak, müzede IMAX filmleri, planetaryum, özel mumya sergisi gibi özel içerikler bulunuyor. Tüm içerikleri görmek isterseniz yetişkin için normal ücreti ödemek zorundasınız ve bu ücret 33 $. Detaylı bilgi için.

Amerikan Doğal Tarih Müzesi
Empire State Binası – Empire State Building

King Kong’un tırmandığı bina. Örümcek Adam’ın tepesinden Manhattan’ı izlediği bina…How I Met Your Mother’da Ted’in hakında sürekli konuştuğu ve bir modelini yaptığı bina. Bunlar gibi onlarca filme ve diziye konu olmuş, yıllarca New York ve Amerikan kültürünün simgesi haline gelmiş bir yapı. Aynı zamanda yapımının tamamlandığı 1931’den 1970 yılına kadar dünyanın en uzun binası. İsmini New York’un da takma adı olan ‘Empire State’ten alıyor. Lokasyon olarak görmeniz gereken herşey zaten bu bina etrafında konumlanmış durumda. O nedenle rota yaparken merkez almanız işinizi kolaylaştırabilir.

Empire State’in tepesine çıkıp şehri New York’u adeta Örümcek Adam gibi izleyebilirsiniz. Tabi bir farkla, siz camın arkasında olacaksınız. Bunun için birden çok seçenek bulunuyor. Ancak fiyatlarını da değerlendirince bizce en mantıklı hareket 86. katta yer alan gözlem alanına çıkmak. Buradan 360 derecelik bir açıyla havanın açıklık durumuna bağlı olarak 60 km’ye kadar olan herşeyi görebilirsiniz. Ücreti 36 $‘dan başlıyor.

Empire State Binası Gözlem Görünüm
Bryant Park

Mutlaka birden fazla defa yolunuzun düşeceği bu park, 40.000 m2 büyüklüğü ile Central Park kadar olmasa da bir şehir merkezi için oldukça büyük. Parkın bir tarafı New York Halk Kütüphanesinin duvarı. İlginç olan kısımsa parkın altında kütüphanenin devam ediyor olması. 1980’lerde restorasyon çalısmaları esnasında parkın altı kazılmış ve kütüphane rafları yerleştirilmiş.

Park kar amacı gütmeyen bir işletme tarafından işletiliyor. Parkın aktif kalabilmesi için yıl boyu onlarca organizasyon yapılmakta. Film geceleri, Broadway in Bryant Park, New York Moda Haftası bunlardan sadece bazıları. Belirli günlerde onlarca kişinin yoga yaptığı etkinlikler yapılıyor.

bryant_park_yoga
Bryant Park’ta Yoga

Güney Manhattan’da yer alan en büyük çim alan burada yer alıyor. Şubat – Ekim arası zorunlu haller dışında sürekli açık.

Kış aylarında ise, 2002 yılından beri bir Christmas Market ve ücretsiz kullanabileceğiniz bir buz pateni pisti kuruluyor. Denk gelirseniz, New Yorker’lar ile bir arada Christmas şarkıları eşliğinde kaymak büyük keyif.

Parkta, bir de Reading Room isimli bir konsept yer alıyor. 1935’te yaşanan ekonomik krize bir cevap olarak Halk Kütüphanesi tarafından başlatılan bu konseptin tek bir amacı vardı. İşsiz kalan insanların paraya ihtiyaçları olmadan sosyalleşebileceği bir ortam yaratmak. 1944’te son bulan bu konsept, 2003 yılında Halk Kütüphanesi, Oxford Üniversitesi, MIT gibi kurumların ücretsiz yayın ve kitap bağışlarıyla tekrar hayata geçirilmiş. Buradan etkinlik gün ve saatlerini takip edebilirsiniz.

Grand Central Terminal

Dünyanın en çok perona sahip istasyonu. Toplam 44 peron ve yaklaşık 65 farklı hat ile büyüklüğün altını da doldurmayı ihmal etmiyor. 1913 yılından beri hizmet vermekte.

Mimarisi ve iç tasarımı sebebiyle dünyanın en çok ziyaretçi çeken yerlerinden biri. İstasyonu kullanan yolcular hariç yılda 21.9 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Ücretsiz olması da tabi bunda oldukça etkili?. İçinde onlarca yeme içme standı ve mağaza bulunuyor.

Terminalin etkileyiciliği sebebiyle onlarca film ve diziye ev sahipliği de yapmış. Avengers, Armageddon, I am Legend bunlardan sadece birkaçı. Mutlaka 10 dakika bile olsa vakit ayırmanızı öneririz.

Grand Central Terminal Ana Salon
Guggenheim Müzesi – Solomon R. Guggenheim Museum

Kardeş müze Guggenheim Bilbao gibi bu müze de binası ile ilgi çekiyor. Bina dışarıdan görünen sarmal yapısını içeride de koruyor ve 6 katlı bir sarmal koridordan oluşuyor. Eserler de bu sarmal koridorda yer alıyor. Yani tepeden başlayıp döne döne tüm müzeyi geziyorsunuz. Modern sanata ilgi duyuyorsanız, gitmenizi şiddetle öneriyoruz. Müzede yer alan koleksiyonlar bazen Bilbao veya başka müzelere gönderilebiliyor. O nedenle gitmeden önce kontrol etmeniz, hayal kırıklıklarını önleyecektir. Her Cumartesi 17:00-20:00 arası fiyatını sen belirle politikası uygulanıyor. Normal zamanlarda giriş ücreti 25 $.

Guggenheim Müzesi New York
The Met – Metropolitan Sanat Müzesi – Metropolitan Museum of Art

Amerika’nın en büyük ve yıllık 7 milyon ziyaretçisi ile dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü müzesi. 2 milyondan fazla sergilenebilir esere sahip bir koleksiyonları mevcut. Haliyle, en beğendiğimiz ve en çok zaman harcadığımız müzelerden birisi The Met. Tabi giriş ücretini kendimizin belirliyor olması da bunda biraz etkili olabilir:). Giriş ücretini kendi keyfinize göre ben 1 $ veriyorum diye belirleyip onu ödeyerek girebiliyorsunuz. Kullanmayacağınız bir bilgi ama, normal ücret ise 25 $.

Müzedeki en önemli bölümler Antik Yunan ve Mısır’a ait olanlar. Ayrıca İslam, Avrupa, Amerika kısaca dünyanın her yanından eser de müzede sergileniyor.

Müzede yer alan onlarca eser içerisinde, en etkileyici olan bizce Dendur Tapınağı. MÖ 15. yüzyıldan günümüze ulaşan bu tapınak, Hasankeyf’teki gibi baraj suları altına kalma tehlikesi yaşamış. Ancak, global bir organizasyon sonrasında tek tek parçalarına ayrılıp taşınmak üzere hazırlanmış. Mısır Hükümeti, bu dönemde Amerika’nın kendisine yardımları karşılığında, hazır paketlenmiş olan tapınağı hediye etme kararı almış. Toplam ağırlığı 800 tondan fazla olan tapınağa ait taşlar, tam 661 konteyner ile Amerika’ya taşınmış. Birçok kurum tapınağı açık havada sergilemek için yarışsa da, hava şartlarının kum taşları üzerinde olumsuz etkisi olacağı düşünülerek The Met’e yerleştirilme kararı alınmış. Antik Mısır’dan günümüze gelen ve tümüyle ayakta olan bir tapınağın içine adım atmak gerçekten heyecan verici.

Dendur tapınağı karşıdan görünüş
Dendur Tapınağı
New York Halk Kütüphanesi – New York Public Library

150 yıl önce kurulmuş olan bu kütüphane, Amerika’da ikinci ve dünyada üçüncü büyük kütüphane. 53 milyondan fazla yayına ev sahipliği yapıyor ve 92 farklı lokasyonda hizmet vermekte. Bir turist için bu rakamlar çok birşey ifade etmeyebilir. Zaten bizim için önemli olan nokta da bunlar değil. Biz bu binanın mimarisine vurulduk. Sadece okuma odalarına girip tavan işlemelerini inceleyin. Hatta vaktiniz varsa keyfinize göre bir kitap alıp yarım saatinizi burada geçirin. Giriş ücretsiz olduğu için tek dikkat etmeniz gereken açılış saatleri.

New York Halk Kütüphanesi okuma odası
Rockefeller Center

New York’u tepeden izlemek için tercih edilebilecek diğer bir bina. Her ikisini de denemiş olmanın verdiği yetkiye dayanarak, kesinlikle tercihiniz Rockefeller olmalı diyoruz. Bunun birden çok sebebi bulunuyor. En önemlisi tepeye çıktığınızda, etrafınızda cam bir kafes bulunmuyor ve fotoğraflar çok daha güzel oluyor. İkincisi ise bir cephenin komple Central Park’ı ve Empire State’i görüyor olması. Siz de tercihinizi Top of the Rock’tan yana kullanmak isterseniz biletleri buradan alabilirsiniz. Fiyatlar 38 $’dan başlıyor.

Burada yer alan pistte buz pateni yapabilirsiniz. Erken gelen kullanır prensibi var. O nedenle önceden rezervasyon yapamıyorsunuz. Yine de bütçe ayırmak isterseniz sunulan özel seçenekleri değerlendirmek için buyurun.

Plaza da yer alan ve kuruluşundan beri burada yer alan sanat eserlerini görmeye de gidebilirsiniz. Prometheus ve Atlas heykelleri görülmeye değer olanlar.

Top of The Rock gündüz görünüm
Top of the Rock
Madison Square Garden

Garden, muhtemelen şehre ilk ulaştığınız nokta olan Penn Station’ın üzerinde yer alıyor. MSG’yi dünyaca ünlü bir konser ve etkinlik salonu olarak tanımlayabiliriz. Ancak, çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, salon Basketbolun Mekke’si olarak anılıyor. Bunun sebebi şehrin asıl takımı olan New York Knicks’in şampiyonlukları değil. Salonun aurasından mı yoksa tesadüf mü bilmiyoruz. Ama, NBA ve NCAA tarihindeki birçok önemli an bu salonda yaşanmış. O sebeple, Garden’a bu ismi vermekten hiç çekinmemişler.

Basketbol ile ilginiz yoksa bile tarihsel olarak denk geldiyseniz, mutlaka bir New York Knicks maçına gitmenizi öneriyoruz. NBA’in en ateşli taraftar gruplarından biriyle, bu salonda maç izleme fırsatı kaçmaz. Biletleri takımın sitesinden ve Stubhub’dan alabilirsiniz. Maç saati yaklaştıkça, Stubhub üzerinden çok ucuza bilet bulma şansınız bulunuyor. Tabi bu rakip takıma göre de değişiyor.

Madison Square Garden üst tribün görünüş
MoMA (Modern Sanat Müzesi – Museum of Modern Art)

Hayata gözlerini 1929 yılında sadece 9 eserle açan müze, yıllar içinde devasa bir boyuta ulaşmış. İlk yıllarında aslen eğitim amacı güden müze, sonrasında misyonunu insanların günümüz modern sanatını anlamalarına yardımcı olmak olarak güncellemiş. Yılda yaklaşık 3 milyon turist tarafından ziyaret ediliyor.

Kalıcı koleksiyonların yanı sıra, geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bu yüzden gitmeden sitelerini kontrol etmekte fayda var. 

Dediğimiz gibi müze çok büyük. Hakkını vererek gezerseniz en az ama en az yarım gün. İşleri biraz kolaylaştırmak adına bizce önemli olduğunu düşündüğümüz eserleri MoMA yazımızda listeledik.

Brooklyn Köprüsü

1869’da inşaatına başlanan köprü dünyanın en eskilerinden. Manhattan’ı bir de uzaktan izlemek isterseniz köprü üzerinde yer alan yaya/bisiklet yolu ideal bir nokta. Yaklaşık 2 km’lik bir yürüyüş yolu bulunuyor. Günde 4000 yaya ve 3.000 bisikletli bu rotayı kullanıyor. Vaktiniz bol ise önerebileceğimiz bir aktivite.

Brooklyn köprüsü yaya yolu
Özgürlük Heykeli – Statue of Liberty

Roma özgürlük tanrıçası Libertas’ın kullanıldığı heykel , Fransız heykeltraş Bartholdi tarafından yapılmıştır. Heykelin iç kısmında bulunan metal kısım ise Eiffel kulesini de yapmış olan Gustav Eiffel tarafından yapılmış. Sembolizmin çok önemli bir temsilci olan heykel, ayağının önünde kırdığı zincirleri ve ileri doğru adım atar vaziyette duruyor. Bulunduğu nokta sayesinde şehre gelen göçmenleri ‘Özgür kıtaya hoşgeldiniz’ diyerek karşılama görevi de kendisinde. Elinde yer alan meşale özgürlüğe giden yolu aydınlatıyor. Sol elinde ise üzerinde Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin tarihinin (4 Temmuz 1776) Roma rakamları ile yazıldığı bir tablet tutuyor.

Tarihi ve sanatsal bilgileri bir kenara bırakırsak elimizde dünya popüler kültüründe oldukça önemli bir yere sahip, adeta Amerika’nın ikonlaşmış hali kalıyor. 11 Eylül saldırısından itibaren heykel defalarca ziyarete kapatıldı. İlk olarak, acil durum halinde ziyaret alanı kolayca boşaltılamayacağı için kapatıldı. Uzunca süre kapalı kaldıktan sonra açılışı yapıldı. Ancak sadece bir gün sonra kasırga sebebiyle iskeleler ve adadaki bazı yapıların zarar görmesi üzerine yine kapatıldı. Bu sebeplerle, güvenlik amacıyla belli sayıda ziyaretçinin heykelin tepesine çıkmasına izin veriliyor. Eğer siz de en tepeye kadar çıkmak istiyorsanız 6 ay kadar önceden rezervasyon yapmanızı öneririz. Tahmin edeceğiniz gibi talep çok fazla.

Battery Park’tan bineceğiniz gemiler ile heykelin bulunduğu adaya ulaşabilirsiniz. Sizi şimdiden uyaralım, iskeleye doğru giderken size bilet satmak isteyecek insanlar yanınıza yaklaşacak. Sadece teşekkür edip yolunuza devam edin. Biletinizi önceden almak için sizi buraya alalım.

Heykeli ziyaret edip geri dönmek yaklaşık 3-4 saat gibi bir zamanınızı alacaktır. Bu kadar zamanınız yoksa size ücretsiz bir önerimiz var. Yine Battery Park’ta yer alan iskeleden her yarım saatte bir yola çıkan Staten Island Ferry. Bu feribot ücretsiz ve heykeli yeterli bir uzaklıktan görebileceğiniz bir rotaya sahip. Saat çizelgesi ve detaylı bilgiler burada.

Özgürlük Heykeli Karşıdan görünüş
Broadway

New York’ta tiyatronun geçmişi 1750’nin sonlarına kadar uzanıyor. Bu kadar köklü bir geçmişe sahip Broadway bölgesinde, bugün tamamı 500 ve daha üzeri koltuğa sahip 41 aynı sahne bulunuyor. 41 sahnede çoğunluğu müzikal olmak üzere dünyaca ünlü bir çok oyun sergileniyor. Bu oyunlarda ise yine dünyaca ünlü birçok oyuncu rol aldı ve almakta. Hugh Jackman, Barbara Streisand, Liza Minelli bunlardan sadece birkaçı. Mutlaka yapmanızı önerdiğimiz başlıca aktivitelerden birisi Broadway. Ucuz bilet bulma rehberimiz ile bütçenizi sarsmadan en güzel oyunları izleyebilirsiniz.

broadway müzikal chicago
Times Meydanı – Times Square

Burası yine filmlerden oldukça aşina olduğumuz ve belki de New York deyince akla ilk gelen yerlerden. Bizce burası New York’un kalbinin attığı yer. Zaten “Evrenin merkezi”, “Dünyanın kalbi” gibi lakapları olan bir yer den bahsediyoruz. Kocaman reklam panolarıyla çevrili bu meydana gidip de başınızın dönmemesi mümkün değil.

Yıllık 50 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği Times Square günlük 330.000 ziyaretçi ağırlıyor. Özellikle 1907’den beri her yıl başı gecesi yapılan Ball Drop etkinliği en çok ziyaretçi çeken etkinlik. En azından bir gündüz ve bir defa da gece ziyaret etmenizi öneriyoruz.

Union Meydanı – Union Square

1800’lerden beri şehrin toplanma noktası olarak düşünülen bir meydandan bahsediyoruz. Şehir planlamacılığının ne kadar ileriye yönelik yapıldığının güzel bir örneği. 1976’da meydanda çevre bölgelerdeki çiftçi ve üreticilerin ürünlerini satabilmesi için bir pazar yeri kurulması kararı alınmış. O günden beri en bilinen pazar yeri bu meydan diyebiliriz. Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri sabah 8’den akşam 6’ya kadar kurulmaya devam etmekte bu pazar. Ayrıca, atıştırmalıklar bulabileceğiniz standlar da mevcut.

Bu meydan ayrıca 23 Kasım – 24 Aralık arasında kurulan Christmas Marketi ile de ünlü. Bu markette şeker, parfüm, hediyelik eşya, ahşap ürünler gibi oldukça geniş kapsamda ürünlerin satıldığı 100’e yakın stand kuruluyor

Flatiron Binası – Flatiron Building

Dışardan görüp yolunuza devam edeceğiniz bir bina. Üçgen şeklindeki yapısı sebebiyle oldukça ilginç görünüyor.

Flatiron binası

Bütçe

Konaklama

€€€€ The Langham, New York, Fifth Avenue, Four Seasons Hotel New York Downtown

€€€ Bryant Park Hotel, citizenM New York Bowery

€€ Hilton Garden Inn Times Square, Hampton Inn Manhattan-Times Square North

CITY ROOMS NYC – Times Square, Hotel 31

Ulaşım

Ulaşım bütçesi sadece metro ve otobüs kullanımından oluşuyor. 4 gün veya daha uzun bir gezi için kişi başı 30 $‘lık bir bütçe yeterli olacaktır. Daha kısa bir zamanınız var ise günlük 7.5 $ gibi düşünebilirsiniz.

Yeme İçme

Birçok şehrin aksine bir ortalama çıkartmakta en çok zorlandığımız yer New York oldu. Çünkü çok bireysel tercihlere bağlı ve pahalı yerler gerçekten pahalı. Her gün gerçekten kaliteli bir restorana gideceğinizi varsayarak günlük 60 $‘lık bir bütçe ayırmanızı önerebiliriz.

Write A Comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.