Sınırsız para, şovlar, kumar, dünyanın dört bir yanından turistik noktaların kopyaları, masallar… Las Vegas dünya üzerinde eğlence arayan herkesin bir şeyler bulacağı bir şehir. Soğuk savaş dönemlerinde ufak çaplı atom bombası testleri şehre çok yakın bir bölgede yapılıyormuş. Hatta şehir sakinlerinin, atom bombasının mantar bulutunu görebileceği kadar yakın. O dönemlerde “Atomic City” diye anılmasına şaşırmamak lazım. O derece bir mahrumiyet bölgesi aslında. O sebeple burada göreceğiniz her şey ince ince planlanmış ve tamamen eğlence odaklı. Çünkü şehrin yaratılış amacı bu.
Ulaşım
Şehir içinde ulaşım için Uber ve Lyft kullanabilirsiniz. Her ikisi de oldukça iyi çalışıyor ve gideceğiniz her yer 10-15 $ arasında tutacaktır.
Haritaya bakıp ben burayı yürüyerek gezerim diye düşünenleri görür gibiyim. Çünkü ilk Amerika deneyimimizde biz de bu hataya düştük. Şehir planlamasından ötürü, her yer iki üç sokak ötede gibi duruyor. Ama o iki üç sokağın ne kadar uzak olduğunun farkına vardığınızda çok geç olabilir. Bu sebeple bizim yaptığımız gibi yapıp bir araba kiralayın. Araç rezervasyonunuzu bir iki ay önceden yaparsanız çok daha uygun fiyatlar bulabilirsiniz.
Biz Vegas ve etrafındaki gezimiz için Sixt firmasından kiralama yaptık. Havaalanı kiralık araç bölümünde bir ofisleri bulunmaması handikap gibi gelebilir. Ancak, ücretsiz shuttle ile 10 dk içerisinde ofislerine ulaşabiliyorsunuz. Özellikle diğer firmalardaki müşteri deneyimlerimizden sonra, Sixt’i görünce adeta çölde vaha bulmuş gibi hissettik. Hem araçları her zaman son model, hem de görevlileri fazlasıyla yardımcı oluyor.
Görülecek Yerler
Şehirdeki her türlü etkinlik mutlaka bir otelin içerisinde yer alıyor. Yine de merkez bir nokta belirlemek isterseniz Las Vegas Strip de denilen South Las Vegas Boulevard’ı kullanabilirsiniz. Adını bir şekilde duyduğunuz bütün oteller bu bulvar üzerinde yer alıyor. Daha sonra konaklama kısmında da bahsedeceğiz, ama otelinizi mutlaka burada ayarlayın. Vaktiniz varsa Strip üzerinde yer alan tüm otellere sırasıyla uğramanızı öneririm. Ben en çok beğendiğimiz iki otelden bahsedeceğiz.
Bellagio Las Vegas
Popüler kültürde çok önemli bir yere sahip olan otel, Ocean’s 11 filminin de başrolünde yer alıyor. Filmin büyük kısmı otelin içerisinde geçiyor., Ancak, filmin kapanış sekansında yer alan ve tüm ekibin birlikte Bellagio fıskiye gösterisini izledikleri sahne en çok akılda kalan.
Yazının başında söylediğimiz sınırsız para kısmını abartılı bulanlar için rakamlarla konuşalım biraz da. Otelin sadece inşaat maliyeti tam 1.6 milyar $. Üstelik sene 1996. Otelde toplam 8.000 kişi çalışmakta. Sadece otelin önündeki havuzda yapılan gösteri için yapılan harcama 40 milyon $.

Gelelim eğlenceli kısımlara. Öncelikle dünyadaki ikinci büyük yapay havuz ve burada yapılan gösteriyi izlemek yapılması gereken ilk etkinlik. Her gün 18:00-20:00 arası 30 dakikada bir ve 20:00-24:00 arası ise 15 dk’da bir tekrarlanan gösteri yaklaşık 5 dakika sürüyor. İzlemek için en güzel yer, videoda da göreceğiniz, otelin tam karşısında yer alan nokta. Gösteri 15 dakikada bir yapıldığı için, 1 veya 2 gösteriyi kenardan izleyip beklerseniz, kolaylıkla bu noktanın yeni sahibi olabilirsiniz.





Otelin içerisinde bir de botanik bahçesi bulunuyor. Bir anlığına kendinizi Japonya’da gibi hissetmek isterseniz ve vaktiniz de bolsa uğramanızı öneririz.





The Venetian
1.5 milyar $ inşaat maliyeti ve kendine belirlediği Venedik konsepti ile çok özel bir otel. İçerisinde Venedik’te bulunan bir çok önemli yapının replika ve yeniden yorumlanmış tasarımlar bulunuyor. Palazzo Ducale, Piazza San Marco, Piazzetta di San Marco, Venedik Aslanı ve tabi ki Rialto Köprüsü.





Bütün bunlar yetmediyse, sıra otelin hem iç hem dışında yer alan kanallardan bahsetmek gerekiyor. Venedik’teymiş gibi gondolcuların şarkıları eşliğinde romantik turlara katılabiliyorsunuz. İç ve dış mekanda olmak üzere iki tip tur bulunuyor. Her ikisinin ücretlendirmesi de aynı ve yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. 4 kişilik gondolda kişi başı ücret 29 $. 116 $ vererek ise 2 kişilik özel gondol ile tur atabilirsiniz. İç mekanda yapılan tur boyunca sizi tavanda yer alan yapay gökyüzü ve bulutlar selamlıyor olacak. Yapaylıktan uzak fazlasıyla gerçekçi olduğunu söyleyebilirim.





The Neon Museum
Biraz da farklı bir şey olsun, yok mu kültürel bir şeyler derseniz sizi Neon Müzesi’ne alalım. Las Vegas’taki casino’ların eski neon tabelaları toplanıp, bir müze oluşturulmuş. Oldukça da enteresan bir açık hava müzesi. Las Vegas’ın tarihi burada yatıyor diyebiliriz. Akşama doğru giderseniz tabelaları ışıklandırılmış halde görebilirsiniz. Giriş 22 $.





Seven Magic Mountains
İsviçreli sanatçı Ugo Rondinone tarafından 2016’da Las Vegas’ın 15 dakika dışında, in the middle of nowhere dediğimiz bir yere yerleştirimiş 7 adet neon renklerde kule diyebiliriz. Las Vegas’ın etrafı aslında bir çöl ve hiçliğin ortasında böylesine renkli bir çalışma görmek insanı gerçekten etkiliyor.
Aslında 2 sene boyunca sergilenmesi planlanan çalışma, yoğun ilgiden dolayı halen sergilenmekte. İnsanlığın çöldeki varlığının yaratıcı bir ifadesi olarak anlamlandırılmış.





Las Vegas Sign
Buraya gitmeyeni dövüyorlar. Las Vegas’ın meşhur hoşgeldiniz tabelası. Oldukça turistik. Fotoğraf çektirmek için sıra oluyor. Buna da ticari zekası olanlar hemen bir çözüm bulmuş. Özellikle akşam giderseniz ışık çok iyi değil. Ama para karşılığı fotoğraf çekenler var. Profesyonel fotoğrafçı gibi ışıkları bile var. Biz denemedik. Ama güzel fotoğraf için denenebilir.





Outlet
Eğer alışveriş yapmayı seviyorsanız mutlaka 1 gününüzü outletlere ayırmalısınız. Premium markalardan, ucuz markalara kadar tüm ürünlerde oldukça büyük indirimler bulunuyor. Aşağıdaki iki outlette de bir çok ortak marka bulunuyor.
Las Vegas Premium Outlets North
Küçük bir şehirde neden iki outlet var sorusunun cevabı tamamen pazarlama. Kuzeyde yer alan outlet daha çok premium markalar ve onların müşterilerini hedef olarak belirlemiş durumda. Belki de bu sebeple otoparkı ücretli. 3 saate kadar 5 $ bir ücret ödemeniz gerekiyor.
Açık hava olması sebebiyle sıcak yaz aylarında sıkıntı yaratabilir. Akşam 21.00’e kadar açık olduğu için akşam saatlerinde gitmek daha uygun bir seçenek gibi duruyor. Burberry, Marc Jacobs, Michael Kors, Armani gibi markalar sadece burada yer alıyor.
Las Vegas South Premium Outlets
Güneyde yer alan outletin en önemli özelliği üzerinin kapalı olması. Dolayısıyla, mevsimden bağımsız her zaman rahat rahat gezebilirsiniz. Daha orta seviye gelir grubuna hitap eden markaların yer aldığı outletin otoparkı da ücretsiz.
Casino
Las Vegas’taki kumar çılgınlığı havaalanına indiğiniz an başlıyor. Havaalanında bile jackpotlar’ın olduğu bir yer burası. Öyle bir çılgınlık söz konusu.
Vegas denildiğinde akla ilk gelen şey tabi ki casino’ları. Casino’lar her gelir grubuna yönelik masalar, oyunlar ile her oyuncunun kendine birşeyler bulabilmesi için tasarlanmış durumda. Ancak, bu çeşitlilik tek bir casino içerisinde sağlanmıyor.
Bellagio gibi kalburüstü bir otelde oyun oynamak isterseniz, minimum oyun giriş ücretleri 10 $ seviyesinden başlıyor. Sadece 10 $ ile bir geceyi geçirmek gibi bir niyetiniz varsa Strip dışında yer alan otellerin casino’larını öneririm. Çünkü Bellagio’da black jack masasına oturup şansınızı denemek isterseniz tüm paranızı yatırmanız gerekiyor. Şansınız da yanınızda değilse, geceniz 10 saniyeden ibaret olacaktır.
Strip’ten çok uzaklaşmak istemiyorsanız, Treasure Island TI Hotel gibi nispeten daha orta seviye gelir gruplarını hedefleyen otelleri denemenizi öneririz. Strip üzerindeki tüm oteller otopark ücreti istersen TI ücretsiz otopark ile kendisine müşteri çekmeye çalışıyor.
Birkaç otele girip çıktığınızda, minimum giriş ücretleri için kolaylıkla tahminde bulunabilirsiniz. Casino’nun modernliğinden, oyuncuların giyimine kadar kendini ele veren birçok detay bulunmakta.
Şovlar
Vegas = Şov dünyası diyebiliriz. Haftanın hemen her günü mutlaka her türden bir konser, gösteri bulunuyor. Tek yapmanız gereken Cirque du Soleil, David Copperfield gibi ünlü illüzyonistlerin gösterileri, Celine Dion, Lady Gaga gibi konserler, Blue Man Group gibi komedi performansları, yetişkinlere özel dans gösterileri gibi onlarca seçenekten kendinize uygun olanı seçmek. Ancak, hafta sonu için gidiyorsanız önceden biletlerinizi almak kötü bir sürpriz yaşamanızı engelleyecektir.
Etkinlikler otellerde yer alan sahnelerde gerçekleştiriliyor. O sebeple her otel kendi biletini kendisi satıyor. Ama, biletlerinizi https://www.vegas.com üzerinden alarak, minimum %20 civarında bir indirim alabilirsiniz. Bazı durumlarda indirim oranı %70’e kadar çıkabiliyor.





Milli Parklar
Las Vegas’ta hayat gece yaşanıyor dersek abartmış olmayız. Gündüz vakit geçirmek için alışveriş yapmak dışında çok bir seçenek bulunmuyor. O sebeple en uzağı 2 saatlik mesafede yer alan milli parklar çok güzel alternatifler oluşturmakta. Bu parklara tek tek girmek isterseniz araç başına 30 $ ödemeniz gerekiyor. Eğer 3 veya daha fazla park gezmek niyetiniz varsa 80 $ ödeyerek bir yıl boyunca geçerli olan America the Beautiful Pass alabilirsiniz. Unutmayın bu pass sadece National Park’larda geçerli. Eyalet yönetimi veya yerel kabileler tarafından işletilen State veya Tribal Park’larda geçerli değil.
Bölgenin büyük kısmı 600 milyon yıl önce okyanus tabanında yer alıyormuş. Deprem, tektonik kaymalar ve iklimin çöl iklimine evrilmesi ile okyanus çekilmiş. Geride devasa boyutlarda kum birikintileri kalmış. Uzun yıllar boyunca rüzgar, su gibi dış etmenler sebebiyle, bu kum birikintileri sıkışarak sandstone (kumtaşı)’lara dönüşmüş. Tabi kumun tek başına sıkışarak kayaya dönüşmesi mümkün değil. Çimento görevi görecek bir maddeye ihtiyaç var. Bu görevi de mineraller yerine getiriyor. Mineralin yapısı ve türüne göre taşın aldığı renk farklılık gösteriyor.
Red Rock Canyon National Conservation Area





Şehir merkezine yaklaşık yarım saat mesafede bulunuyor. Özellikle Arizona ve Nevada bölgesinde yer alan milli parklar için güzel bir antreman bölgesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü diğerlerine oranla küçük diyebileceğimiz bir bölge ve Vegas’a en yakın konumda olan park. Parka adını da veren kırmızı renk, kumtaşında çimento olarak demir minerallerinin kullanılmasından dolayı oluşuyor. Oksitlenen demir minerali kırmızı renk ve tonlarında bir taş oluşumunu sağlıyor.





Park içerisinde 13 millik bir dairesel yol bulunuyor. Girişte yer alan Visitor Center’dan alacağınız haritada, yol üzerinde yer alan yürüyüş yolları, park yerleri, tuvaletler işaretlenmiş durumda. Bizim önerimiz Calico Tanks Trail’i takip etmek yönünde. Aracınızı belirlenmiş olan park yerine bırakıp başlayacağınız yürüyüş yaklaşık 1 saat sürecek. Kolay – Orta zorluk seviyesindeki bu patikanın sonunda kumtaşlarının üzerine oturup Vegas manzarasını izleyebilirsiniz.





Death Valley National Park
Nefes kesici manzara tanımının altını fazlasıyla dolduracak bir oluşum, yer veya adına ne demek isterseniz o. Çünkü, sanki bu dünyada değil de farklı bir gezegeni keşfe çıkmış gibi hissedeceksiniz. Vadi, Kuzey Amerika’nın en derin noktası (deniz seviyesinden 86 metre aşağıda), dünyada en sıcak (57 °C) hava ölçümünün yapıldığı yer gibi çeşitli ünvanlara sahip.
Milyonlarca yıl önce bölge iki dağ arasında yer alan devasa bir göl şeklinde halindeymiş. Ancak, iklim değişikliği ile göl kuruyup yerini bugün Bad Water Basin denilen alana bırakmış. Bad Water denmesinin sebebi ise bölgeyi besleyen kaynağın çok yüksek miktarda tuz barındırması ve bu sebeple suyun içilemiyor olması.





Girişte ödeme almak için bir görevli yerine otomat koymuşlar. America Beautiful Pass almadıysanız, turnike de olmadığı için ödeme yapmadan da geçebilirsiniz. Ancak, Amerika’da bu tip konularda risk almamanızı öneririm. Park Ranger’larına yakalanırsanız ceza yiyebilirsiniz.





Eğer çok vaktiniz yoksa Zabriskie Point ve Dante’s View manzarayı en tepe noktadan izlemeniz için yeterli imkanı sunuyor. Her iki noktanın da kendi otoparkı bulunuyor. Aracınızı bırakıp sadece 100 metrelik bir yürüyüş ile seyir noktalarına ulaşabilirsiniz. Dante’s View’da gördüğünüz manzarayi bir de ters açıdan izlemek için Badwater Salt Flat yürüyüşü oldukça güzel bir alternatif.
Hava gerçekten çoook sıcak oluyor. Suyunuzu, güneş koruyucunuzu ve şapkanızı unutmayın.





Konaklama
Gece ulaşım ile boşuna zaman kaybetmemek ve eğlencenin sürekli merkezinde kalabilmek adına mutlaka Strip üzerinde bir otelde kalmalısınız. Hemen her bütçeye uygun bir seçenek olmakla beraber Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri en ucuz oteller bile gecelik 90-100 € gibi bir fiyatlandırmaya geçiyor. Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise Resort Fee adı verilen ve otelden otele değişen gecelik ücret. Ortalama olarak gecelik 40-50 $ gibi bir rakam talep ediliyor. Çok az sayıda olsa da bazı oteller bu ücreti talep etmiyor.
Eğer arabalı iseniz otoparkı ücretsiz olan otel bulmak mantıklı olabilir.
€€€€ Bellagio Las Vegas, The Venetian
€€€ ARIA Resort & Casino, Caesars Palace Hotel & Casino
€€ The Mirage, Luxor
€ TI – Treasure Island Hotel & Casino, Best Western Plus Casino Royale – On The Strip