Kuzey Avrupa’da biraz olsun Fransa ya da İtalya havası alabilmek için en güzel şehirlerden biri burası. Cochem, Mosel Nehri’nin kenarına kurulmuş, dört yanı bağlarla çevrili, şehrin ortasında bulunan harika korunmuş şatosuyla tam bir masal şehir.
Bunlardan ibaret değil tabii şehir. Ama yine rotayı uzatmak isterseniz 30 dakika mesafedeki Geierlay Köprüsü ve Eltz Kalesi’ni kaçamağınıza ekleyebilirsiniz.
Bizce bu çok ideal bir rota. Çünkü özellikle Eltz Kalesi ve Geierlay Köprüsü kolaylıkla ziyaret edilebilen yerler. Üçü beraber süper bir hafta sonu rotası oluyor.
Ne Zaman Gidilir?
Bölgenin en keyifli olduğu zamanlar Mayıs-Eylül ayları arası. Ama sonbaharda da renklerin değişmeye başlamasıyla bambaşka bir keyif veriyor. Bizim niyetimiz buraları bir de sonbaharda görmek.
Ne Kadar Kalınır?
Cochem’in tümünü bir gün içerisinde gezmek mümkün. Ama, etrafındaki köyleri gezip, tekne turlarına katılarak süreyi uzatmak mümkün. Niyetiniz Eltz Kalesi ve Geierlay Köprüsü’nü de gezmekse hepsi için 2 gün ayırmanız yeterli olacaktır.
Cochem Ulaşım Konusu
Özellikle yukarıda söylediğimiz bölgelere gidecekseniz, araba en uygun seçenek. Aracınız yoksa da tren ve otobüsler her zaman hizmetinizde.
Cochem Nerede Kalınır?
Özellikle yaz aylarında turizmin patlaması ve şehrin de küçük olması sebebiyle otel fiyatları yükseliyor. Nehir kenarında keyif yapacağım bir yerde kalayım diyenler için fiyat biraz daha yüksek. Bizim önerimiz, eski şehir veya kaleye yakın bir noktada konaklayıp şehrin keyfini çıkartmanız yönünde olur.
Boutique-Hotel Lohspeicher, Hotel Germania ve Altes Winzerhaus konaklamak için önerebileceğimiz hoteller.
Cochem Gezilecek Yerler
Cochem Kalesi (Reichsburg Cochem)

Cochem, şehir merkezine yaklaşırken uzaktan gözlerinize bayram ettirecek kalesi ile sizleri selamlıyor olacak. Dolayısıyla başlangıcı kendisiyle yapalım. 1000 yıldan biraz daha uzun bir süredir aynı noktada duruyor. 1700’lü yıllarda Fransız orduları tarafından önce yakılıp sonra da tamamen yıkılmış ve yaklaşık 200 yıl enkaz olarak kaderine terk edilmiş. 1868 yılında bir girişimci, kale arazisini satın alıp, kaleyi tekrar inşa ettirmiş. Ama o kadar güzel gözüküyor ki bu kadar yeni olduğuna inanmak biraz güç.
Kaleyi gezmek istiyorsanız 15 dakikada bir yapılan turlara katılmanız gerekiyor. Ücreti 7€, ama sadece Almanca olarak yapılıyor. Pandemi dolayısıyla bir süre daha bu şekilde devam edecek gibi görünüyor. Biletleri kale girişinden alıyorsunuz ve tur yaklaşık 40 dakika sürüyor.
Sesselbahn
Cochem’i ve Moselle Nehri’ni yukardan görebilmek için Pinnerkreuz seyir terasına çıkabilirsiniz. Buraya yürüyerek çıkmak yaklaşık 20 dakika sürüyor. Ama yaz aylarındaki sıcak havalarda, dik yokuş yorucu olabilir. Alternatif çıkış yöntemi ise, teleferik telesiyej karışımı bir alet olan, Sesselbahn. Gidiş dönüş ücret 6.8€ ve yaklaşık 10 dakika sürüyor yolculuk. Manzara oldukça güzel olduğu için, burayı es geçmemenizi öneririz.
Altstadt





Her Alman şehrinde olduğu gibi buranın da bir Altstadt’ı yani eski şehir kısmı var ve biz bu bölgeleri çok seviyoruz. Ahşap Alman evleri, cafe ve restoranları ile cıvıl cıvıl ve oldukça tatlı. Ara sokaklarda dolaşmak yapılacak en güzel aktivite.
Markt Square





Şehrin kendisi gibi, ana meydan da oldukça küçük. Skagerak Köprüsü’nden kaleye doğru ilerlediğinizde, karşınıza yan yana dizilmiş evler ve ortasındaki ufak St. Martin çeşmesiyle meydan çıkacak. 1739’da yapılmış olan belediye binası, bir çok farklı ürünün satıldığı dükkanlarla oldukça sevimli bir yer. Buradaki restoranlardan birinin terasında bir oturup bu bölgenin şarabı Riesling ile bir mola verebilirsiniz.
Senfmühle





1810 yılından beri aynı tarifle hardal üreten bir değirmen bulunuyor şehirde. Avrupa’nın en eski değirmenlerinden oluyor burası. Çeşit çeşit aromalara sahip hardallar üretiyorlar. Ballıdan, bölgenin en önemli şaraplarından Riesling aromalı olana kadar. Sadece hardalların tadına bakmak için dahi buraya gidebilirsiniz. Daha fazla bilgi almak isterseniz üst katında da müze bulunuyor. Son not olarak da hardalı toprak çömleklerde satıyorlar. Çömlek, hardalın uzun süre dayanmasını sağladığı gibi, açıkta da saklamaya olanak veriyor. Dükkan Sesselbahn ile aynı cadde üzerinde.
Enderttor





Sesselbahn’a gidecekseniz altından geçeceğiniz eski şehir kapısı. 1332 yılından bu yana ayakta duruyor ve kendisi gibi iki farklı kapı daha bulunuyor şehirde. Genel olarak yapılan bir uygulama ile bu kapı da bir dönem şehir hapishanesi olarak kullanılmış.
Burgruine Winneburg





Kaleyi gördükten sonra ne kadar etkileyici olur bilemeyiz, ama en azından biraz yürüyüş yapmış olursunuz. Şehir merkezinden yaklaşık 3 kilometre yürüyüş mesafesindeki bu kalıntı, 300 yıldır bu şekilde duruyor. Yine Cochem Kalesi’nde olduğu gibi Fransız ordusu bu kaleyi de yıkmış.
Cochem Etrafında Gezilecek Yerler
Daha önce bahsettiğimiz köylerin de adını söyleyerek bitirelim. Moselle Nehri boyunca yaklaşık 10 tane, fotoğrafçılar için oldukça güzel manzaralar barındıran köyler bulunuyor. Bunlardan Ediger-Eller ve Bremm köyleri Cochem’e 20 dakikalık bir araç yolculuğu mesafesinde. Vaktiniz varsa, bağların arasındaki bu tatlı köyleri de görmenizi öneririz. Daha da vaktiniz var ise Bernkastel-Kues, Traben Trarbach ve Trier’i rotanıza ekleyebilirsiniz.
Instagram‘da bizi takip etmek isterseniz çok seviniriz.
Youtube‘da da varız. Bekleriz.