Slovenya birçok kişinin seyahat etmek istediği yerlerde ilk sıralarda yer almaz. Nitekim bizim için de böyleydi. Ama daha yeni döndüğümüz Slovenya resmen aklımızı başımızdan aldı. Başkent Ljubljana (Lyublyana diye okunuyor) gerçekten çok ufak ama bir o kadar da sevimli bir şehir. Hatta genelde Bled Ljubljana’dan öncelikli geliyor birçok kişi için.
Bir kere ülkenin doğası muhteşem. Dağ, göl, nehir, yeşillik ne ararsanız var. Hatta Ljubljana 2016’da Avrupa’nın En Yeşil Başkenti Ödülü’nü almış. 4 ülkeye birden komşu Avusturya, İtalya, Macaristan ve Hırvatistan. Bu durum mutfağına da yansımış. Zira bu 4 ülkenin mutfaklarının güzel örneklerini bulabiliyorsunuz.
Bizim bir de en çok sevdiğimiz hemen hemen herkesin hem çok iyi İngilizce konuşabiliyor olması, hem de oldukça cana yakın olmasıydı. Cana yakınlıktan kastımız, birçok kişi bizimle uzun uzun sohbet etmek istedi. Bu tatlışlık değil de nedir?
Biz Ljubljana gezimizi Bled’e günübirlik bir gezi ile birleştirdik. Kesinlikle çok doğru bir karar olduğuna inanıyoruz.
Konuyla ilgili diğer yazılarımız da ilginizi çekebilir.
Ljubljana ve Bled videomuzu da aşağıya bırakıyoruz. Kanalımıza abone olursanız çok mutlu oluruz.
Vize Konusu ve Para Birimi
Slovenya’ya Schengen vizesi ile giriş yapabilirsiniz. Para birimi ise Euro.
Ne Zaman Gidilir?

En güzeli baharda şehir yemyeşilken gitmek tabii ki. Ancak biz kışın gittik. Hiç bir yerde sıra beklemedik. Hiç bir restorana rezervasyon yapmadık. Zaman zaman çok üşüdük ancak kışın gitmiş olmaktan hiç pişman değiliz. Ayrıca kış sporlarını seviyorsanız kışın gitmek sizin için çok daha mantıklı olabilir. Yaz mevsimi buraya en çok turistin geldiği ve konaklama fiyatlarının coştuğu dönem. Ama illa yazın gideceğim diyorsanız sizi durduracak değiliz:)
Ljubljana’da Ne Kadar Kalınır?
300 binlik nüfuslu Ljubljana oldukça küçük bir şehir. Gerçekten bir kere kahve içerken gördüğümüz insanları akşam yemekte de gördük mesela. O kadar küçük. Bizce bu şehrin hakkı 2 gün. Gezinizi Bled’le birleştirmenizi şiddetle öneriyoruz. Eğer daha uzun vaktiniz varsa, Bled Gölü’nden daha az turistik olan Bohinj Gölü ve Triglav Milli Parkı’nı plana dahil etmenizi öneririz. Biz bunlar için mutlaka geri döneceğiz.
Ljubljana Pahalı mı?
Bizce diğer birçok Avrupa ülkesine göre daha ucuz bir şehir.
Ljubljana’ya Ulaşım
Türk Havayolları’nın Ljubljana’ya direkt uçuşları var. Üstelik Cuma sabah gidip Pazar akşam dönebileceğiniz şekilde de saatleri uygun.
Ayrıca Zagreb’den ya da Venedik’ten road trip yaparak Slovenya’yı gezmek de mümkün. Bunu bir düşünün deriz.
Ljubljana’da Ulaşım
Jože Pučnik Havaalanı’ndan şehir merkezine otobüsle gelmek en ucuz çözüm. Ancak biz vakit kaybetmek istemediğimizden özel transfer ayarladık. Açıkçası pişman da olmadık. Çünkü şoförümüz bize çok güzel tarihi bilgiler verdi. Otobana para vermemek için ara yollardan gittiğinden harika yerler de gördük.
Şehir içi ulaşımda Ljubljana Kalesi’ne çıkarken kullandığımız füniküleri saymazsak hiç toplu taşımaya ihtiyaç duymadık. Eğer hava elverişli ise şehri bisikletle keşfetmek de çok keyifli olabilir. Bunun için şehrin birçok farklı noktasında BicikeLJ bisikletlerini göreceksiniz. Ama şehir o kadar küçük ki yürüyerek her yerini gezebilirsiniz. En sevdiğimiz şehir tarzı.
Eğer gezinizi Ljubljana dışında (Bled hariç) yerlerle birleştirme niyetiniz var ise, araba kiralamak mantıklı olabilir. Bunun için biz hep Rentalcars‘ı kullanıyoruz ve hep full sigorta alıyoruz (Risk almayı pek sevmeyiz:))
Ljubljana’da Konaklama
Biz Kollmann Apartments’da kaldık ve çok sevdik burayı. Odalar oldukça şıktı. Lokasyonu da oldukça iyiydi. Gönül rahatlığı ile tavsiye ediyoruz. Tek sıkıntı asansör yok. Aklınızda olsun.
Ljubljana’da Gezilecek Yerler
Şehir küçük evet ama bu şehirdeki gezilecek yerlerin az olduğu anlamına gelmiyor. Eğer müze gezmeyi seviyorsanız Ljublajan Card almayı düşünebilirsiniz. Bu şehir kartı ile hem sınırsız bir şekilde otobüse binebiliyorsunuz (hiç gerek duyulmuyor aslında) hem de birçok müzeye ücretsiz olarak girebiliyorsunuz.
Biz bu sefer çok fazla müze gezmeyi istemediğimizden bu kartı almadık. Ama sizin aklınızda olsun.
Prešeren Meydanı





Burası şehri keşfetmeye başlamak için en uygun nokta. Araç trafiğine kapalı çok tatlı bir meydan. Prešeren Slovenyalı ünlü bir şair. Hatta o kadar ki, Tost adlı şiirinin 7. kıtası Slovenya Ulusal Marşı olarak kullanılmaya başlanmış. Şehrin en merkezi yeri bu meydan. Oldukça cart pembe rengi ile hemen Franciscan Kilisesi dikkatinizi çekecek. Aynı zamanda şehrin en önemli köprülerinden Triple Bridge de burada yer alıyor. Meydanda Prešeren’in heykelini de görebilirsiniz.
Fransisken Kilisesi





Pespembe rengiyle bizce Ljubljana’nın en dikkat çekici yapılarından biri burası. Rengini kendilerini yoksulluğa ve Hristiyanlık’ı yaymaya adamış Fransisken tarikatının cübbesinin renginden aldığı söyleniyor. İçine girmenizi mutlaka tavsiye ediyoruz. Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışını anlatan acayip bir çalışma var.
Her gün sabah 06:40 tan itibaren ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Triple Bridge





Triple Bridge yani Türkçesi ile Üçlü Köprü gördüğümüz en ilginç köprülerden. Çünkü yan yana 3 tane köprüden bahsediyoruz. Aslında ortadaki köprü zamanında ahşapmış. Bir sürü badireler atlatmış ve bir süre sonra şehir nüfusu artınca yeterli gelmemeye başlamış. Slovenyalı ünlü mimar (hatta Slovenya’nın Gaudi’si deniyor) Jose Plečnik de iki yanına birer köprü konduruvermiş.
Butchers’ Bridge





Küçücük şehirde bir sürü köprü var. Ama en görülmesi gerekenler Triple, Butchers’ ve Dragon. Butchers’ Bridge yani Kasapların Köprüsü ismi, köprünün iki yanı boyunca sıralanmış kasaplardan geliyor. Bazıları artık kafeye dönüşmüş olsa da halkın çoğunluğu kalan kasaplardan alışverişlerini yapmaya devam ediyor. İçinde gurme market ve kafeler de mevcut.
Burasıyla alakalı çok da komik bir anımız var. Tam kasapların olduğu kısımdan dışarı çıktık. Bir de ne görelim. Bir beyefendi, yanında yavru deve kuşu ile karşımızda dünyanın en normal şeyini yapıyormuşçasına dikiliyor. Zaten herkesin ilgisini çekti. Etrafını sardılar. Sonra bir yerde daha karşımıza çıktı. Ljubljana böyle sürprizlerle dolu bir şehir:)





Ayrıca üzerine oldukça nizami bir şekilde asılmış, aşklarını bu kilitle beraber ölümsüzleştirmek isteyenlerin taktığı asma kilitler sayesinde “Aşk Köprüsü” de deniyor. Üzerinde oldukça güzel heykeller var ve Triple Bridge tarafına baktığınızda Ljubljanica Nehri efsane bir manzara sunuyor.
Central Market





Burası Ljubljana’nın en tatlı yerlerinden. Pogačarjev Meydanı’nda her gün bir pazar kuruluyor. Pazar arabasını kapmış Ljubljanalılar (Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?) soluğu bu arada alıyor. Çok öğlene kalmadan buraya gelip, insanları gözlemlemek çok keyifli. Ayrıca Ljubljana Kalesi manzaralı.





Ayrıca çok daha önemli bir konudan bahsetmek isteriz. Mart sonu başlayan (örneğin 2020’de 20 Mart’ta başlayacakmış), Ekim sonuna kadar devam eden ve her Cuma açık olan Open Kitchen adlı bir konsept var. Slovenya’nın çeşitli yerlerinden gelen şefler açık havada yemek hazırlıyor. Açık hava yemek festivali gibi. Biz Aralık’ta gittiğimiz için denk gelemedik ve içimiz gitti. Ama siz gezinizi bu tarihlere denk getirirseniz sakın affetmeyin ve bir öğününüzü buraya ayırın. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Dragon Bridge





Geldik Ljubljana köprülerinden bahsedeceğimiz son köprüye. Adından da anlaşılabileceği üzere Ejderha Köprüsü’nün mitolojik bir hikayesi var. Bu efsaneye göre Jason kralın altın kürkünü çalar ve kaçarken nehrin kaynağına yakın bir yerde durur. Burası da ejderhanın yuvasıdır. Ejderhayı öldürür ve şehri kurtarır. Bu köprünün üzerinde bu hikayeye ithafen 20 adet ejderha heykeli bulunuyor. Ejderhanın korkunç görüntüsünden dolayı “Kaynana Köprüsü” de deniyormuş. Hala gülüyoruz:)
Ljubljana Katedrali (Ljubljana Cathedral)





İçine girip girmemek arasında oldukça kararsız kaldığımız bir yerdi burası. Ancak girdiğimizde yine güzelliğini suratımıza tokat gibi çarpan bir yer oldu. Giriş 2€. Açık olduğu saatler biraz garip. Bu yüzden fotoğraf olarak bırakmayı daha uygun bulduk.
Belediye Binası (Town Hall)





Belediye Binası deyip geçmeyelim. Bina oldukça eski ve güzel. İçini ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Girişte Ljubljana’nın aldığı ödüller yer alıyor. İçinde geçici sergiler var. Mesela biz gittiğimizde kravatın tarihini anlatan, oldukça ilginç bir sergi vardı. Ayrıca Ljubljana’nın eski şehir haritasını görebileceğiniz minik avlusunu da görmenizi tavsiye ederiz.





Not: Biz en güzel hediyelik eşyaları belediyeden çıktıktan sonra sağa dönünce solda kalan ilk dükkanlardan birinde bulduk. Aklınızda bulunsun.
Robba Çeşmesi (Robba Fountain)





Belediye Binası’nın önünde bir çeşme göreceksiniz. Hatta bu çeşme size Roma Navona Meydanı’nda bulunan Bernini’nin ünlü çeşmesini hatırlatabilir. Zira bu çeşmeyi yapan İtalyan sanatçı Francesco Robba ondan esinlenmiş. Üç Nehir Çeşmesi olarak da anılıyor. Bunun sebebi ise üzerinde bulunan 3 erkek figürünün günümüzde var olmayan Carniola bölgesindeki üç nehri temsil eden tanrı olduğu düşünülüyor.
Fakat size bir kötü bir de iyi haberimiz var. Kötü haber gördüğünüz bu yapı orijinali değil. İyi haber, orijinalini aşağıda bahsedeceğimiz Ulusal Galeri’de görebilirsiniz.
Ljubljana Kalesi (Ljubljana Castle)





Avrupa’daki pek çok şehir gibi, buranın da bir kalesi var. Kaleye yürüyerek 10-15 dakikada ulaşabileceğiniz gibi eğer bizim gibi soğuktan burnunuzun ucunu hissetmiyorsanız fünikülere binebilirsiniz. Biz kalenin içine girmeyeceğimiz için sadece fünikülere gidiş dönüş 4€ verdik. Eğer kalenin içine de girmek isterseniz fünikülerle beraber ücreti 13€. Yürüyerek gidip dönecekseniz sadece kaleye giriş ücreti 10€. Eğer internetten alırsanız %10 indirim mevcut.





Dar yürüyüş yolunun oldukça şirin olduğunu duyduk ancak dediğimiz gibi denemedik.
Füniküler çok hızlı çıkıyor ancak çok tatlı bir şehir manzarası var. Tahmin ediyoruz ki kalenin kulesine çıkarsanız benzer bir manzaranın keyfini çıkarıyor olacaksınız.
Ljubljana Card ile kaleye giriş ücretsiz.
Kalede ilginizi çekerseniz bir kukla müzesi var. Aynı zamanda bizim gitmek isteyip gidemediğimiz ve kalenin kulelerinden birinde bulunan Strelec isimli restorana ve Jazz Club’a bir göz atmak isteyebilirsiniz.
National and University Library





Burası çok sevdiğimiz yerlerden biri oldu. Tabiri caizse bir hidden gem burası. Bir şehirde güzel kütüphane varsa zaten asla affetmiyoruz.
Bir kere binanın dışının güzelliği ile başlayalım. Burayı da Plečnik yapmış. Tabii ki şaşırmadık. Sırf dışından bile görmek için gidebilirsiniz. Dış güzelliği kadar iç güzelliği de önemli diyerek içine de girmenizi şiddetle öneririz. Özellikle mermer merdivenleri acayip fotoğraflamalık.





Bir de okuma odası var. Ancak oraya giriş 5€. Sadece Cumartesi günleri 14:30-18:00 arası ziyaret edilebiliyor. Sergi ve merdivenler Pazartesi-Cuma 10:00-18:00, Cumartesi ise 10:00-13:30 arası gezebilirsiniz.
Not: Kütüphaneden çıktıktan sonra nehir kenarına yürürseniz, karşı kıyıda çok tatlı evler göreceksiniz. Bize Amsterdam’ı anımsattı.
Kongresni Trg (Kongresni Meydanı)





Burası da önemli meydanlardan biri. Yıldız şeklinde tasarlanmış. Üniversitenin tatlı binası, Slovenya Filarmoni Binası da bu meydanda. Kale manzarası bonus.
Tivoli Parkı





Burası şehrin en büyük parkı. Park demek az gelir. İçinde bir spor kompleksi, piknik alanları ve Uluslararası Grafik Sanatları Merkezi ile bir parktan çok daha fazlası.
Uluslararası Grafik Sanatları Merkezi Pazartesi hariç 10:00-18:00 arası 5€ karşılığı gezilebiliyor. Ljubljana Card ile ücretsiz.
Ljubljana halkı eğer hafta sonunu şehirde geçiriyorsa kendini bu parka atıyormuş. Oldukça büyük ve güzel bir park. İçinde sergi alanları da mevcut. Buraya uğramanızı tavsiye ederiz.
Ulusal Galeri (National Gallery)





Burası çok sevdiğimiz bir müze oldu. Tivoli Parkı’na çok yakın. Slovenyalı ve Avrupalı sanatçıların eserleri sergileniyor. Kalıcı sergilerden en çok ünlü Sloven ressam Zoran Mušič’in eserlerinin olduğu sergiyi sevdik.
Müze binası yakın zamanda restore edilmiş ve harika olmuş. Müze çok büyük değil ama çok ihtişamlı.





Yukarıda bahsettiğimiz Robba Çeşmesi’nin aslını da burada görebilirsiniz.
Pazartesi günleri kapalı olan müze giriş ücreti hem müze hem geçici sergi için 10€. Ljubljana Card ile ücretsiz.
Not: Her ayın ilk Pazar’ı da ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
Cooperative Business Bank Building





Burası Ljubljana’nın en çok fotoğraflanan binası olabilir. Art Nouveau tarzı yapılmış. Süslemelerin rengi Sloven bayrağının üç renginden geliyor. Sarıyı bilemedik.
Museum of Modern Art (Modern Sanat Müzesi)





Modern sanata ilginiz varsa bu müzeyi listenize alabilirsiniz. Müzeyi ziyaret etmeyecekseniz bile aşırı güzel kafesine uğrayıp mutlaka bir kahve içmenizi öneririz.
Pazartesi hariç her gün 10:00-18:00 arası gezilebiliyor. Giriş ücreti 5€. Ljubljana Card ile ücretsiz.
Križanke
Burası Ljubljana’nın açık hava gösteri merkezi. Eğer yazın gelirseniz mutlaka buradaki etkinliklere bir göz atın deriz. Şuraya tık tık.
Cankarjev Dom
Burası da konser, dans, sinema gibi farklı sanat dalından gösterilerin, sergilerin olduğu bir yer. İlginizi çekiyorsa şuradan etkinlik takvimine bakabilirsiniz.
Metelkova





Geldik Ljubljana’nın en enteresan yerine. Burası eskiden Yugoslav Ordusu’nun merkezi iken Slovenya Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsız olunca ordu burayı terketmiş. Aynı yıl çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu gruplar burayı bir şekilde ele geçiriyorlar. Ljubljana Belediyesi de şimdiye bu kadar bu duruma göz yummuş gözüküyor. İyi ki de yapıyor bunu.





Burası özgür bir yer. Herkes kendi halinde. Sanat galerileri var. Akşamları alternatif konserler oluyor. Gündüz gidip 7 binada bulunan mural çalışmaları görebilir, akşam ise bu orijinal yerde müzik eşliğinde vakit geçirebilirsiniz. Biz kışın gittiğimiz için akşam oldukça az kişi vardık ve açıkçası çok hoşlanmadık. Ancak eminiz yazın burası çok daha canlı ve eğlenceli olur.
Biz bu şehri çok sevdik. Hafta sonu kaçıp mutlaka gelin. Umarız siz de bizim kadar keyif alırsınız.
Instagram’a da bekleriz: https://www.instagram.com/ucanhollandalilar/