Açılın!! Size Kaş övmeye geldik. Arkadaş arasında o kadar fazla övüldüğü için mi yoksa kıyı kesimlerimizdeki kültürel dönüşümün kötü anlamda çok hızlanmasından mı bilemiyoruz ama, beklentimizi çok yükseltmemeye çalışarak gitmiştik Kaş’a. Sonuçta ne mi oldu, biz de amansız birer Kaş övücüye dönüştük ? Artık mottomuz “Kaş diye yazılır, Aşk diye okunur!” Kaş’a kötü söz söyleyen karşısında bizi bulur:)
Her gittiğimiz yeri Kaş’la kıyaslar hale geldik. Turkuaz denizinin hayalini kurarken bulduk kendimizi. Merkezindeki kral mezarını görünce bile ufak bir şoka uğramanıza sebep olacak kadar tarihi bir yer aslında Kaş. Likyalılara uzun yıllar ev sahipliği yapmış ve birçok antik kenti de içinde barındırıyor. Yani ey seyahat tutkunu! Bastığın bu toprakları Kaş deyip, geçme tanı:)
Aşağıda Kaş’ta görülmesi gereken yerlerden bahsettik. Bana deniz verin gezilecek yerlere bir ara bakarız diyenler için de öncesinde plajlar ve Kekova turu yazılarımızı öneririz.
Kaş ile ilgili diğer yazılarımız:
Kaş Ulaşım
Kaş Antalya’nın bir ilçesi. Kaş’a en yakın havalimanı ise Dalaman. Buradan araçla yaklaşık 2.5 saatlik bir araba yolculuğu ile Kaş’a ulaşabilirsiniz. Antalya Havalimanı’ndan da 3.5 saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Madem arabayla yol gideceğiz en baştan arabayla giderim diyorsanız, İstanbul’dan 10.5, Ankara’dan da 8.5 saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Yollar korkutucu değil, oldukça rahat bir şekilde gidebilirsiniz. Özellikle bazı plajlar, Patara, Myra gibi yerlere ulaşmak için en ideal yöntem araba olduğu için, biz en baştan arabayla ulaşımı tercih ettik.

Kaş’a Ne Zaman Gidilir?
Tabii Kaş için en iyi zaman kış demeyeceğiz. Ama yaz ayları için de en iyi dönemi diyemeyiz. Temmuz-Ağustos aylarında hissedilen hava sıcaklığı nerdeyse 40 dereceyi buluyor ve haliyle can sıkıcı olabiliyor. Bizim tercih ettiğimiz Eylül sonunda hem deniz sıcaklığı hem hava sıcaklığı çok iyiydi. Özellikle okullar da açıldığı için kalabalık bir nebze azalmış, plajlarda yer bulmak da kolaylaşmıştı. Kısacası bizim önerimiz Eylül sonu – Kasım ilk haftaları arasında kalan dönem. Ege denizi gibi soğuk su sevenler içinse Nisan sonu – Mayıs sonu arasındaki dönem uygun olabilir.
Kaş’ta Ne Kadar Kalınır?
Bölgedeki birkaç plajı denemek, antik kentleri görmek ve günübirlik tekne turları ile batık şehir Kekova’yı görüp, denize girmek istiyorsanız en azından 4 tam güne ihtiyacınız var. Tempolu bir gezi ile 3 günde yeterli olabilir. Ama, Kaş tempo kaldıracak bir yer değil. Keyfini tam çıkarabilmek için kendinizi Kaş’ın temposuna bırakıp işleri birazdan ağırdan almaya çalışmak kesin olarak önerilir. Biz buranın en çok bu yavaş akışına vurulduk.
Kaş’ta Nerede Kalınır
Kaş’ta her türlü tatil zevkine hitap edecek çeşitlilikte oteller bulunuyor. Bizce en keyifli olanlar tam merkezde olmayıp bir iki sokak yukarda hem gürültüden uzak hem de her yere ulaşılabilir konumdaki oteller. Biz bu ziyaretimizde Luvi Kaş‘ta konakladık. Lukka Exclusive ve Mare Nostrum Apart da diğer alternatiflerimiz.
Kaş Gezilecek Yerler
Kaş fazlasıyla küçük bir yer. Dolayısıyla merkezde görülmesi gereken yer çok fazla değil. O yüzden Patara, Myra gibi etraftaki bölgede görülmesi gereken yerleri de bu listeye ekledik.
Antiphellos Antik Kenti










Sezon boyunca konser, tiyatro gibi etkinliklerin düzenlendiği Kaş merkeze yürüyerek 5 dakika mesafedeki bu antik tiyatrodan gün batımı izlemenin keyfi bir başka. Tiyatronun en üst basamaklarına çıkıyorsunuz ve Meis^’le uzaktan bakışmaya başlıyorsunuz. Deniz manzaralı antik tiyatrolar kalp biz. Etkinlik olmayan günler tiyatronun ortasında enstrüman çalan, yoga yapan gruplara denk gelmeniz olası. Yanınıza şarabınızı/kahvenizi alıp burada keyif yapmadan dönmeyin. Giriş ücretsiz.
Uzun Çarşı










Kaş merkez minik ama bir o kadar da tatlı.Tüm sokaklar birbirinden sevimli. O yüzden her yeri adım adım dolaşmayı deneyin. Bir sürü cumbalı ev, adım başı begonvil, butik, hediyelik eşya dükkanı, kafe ve restoran var. Amaçsızca bu sokaklarda yürümek ve Kaş kedileriyle selamlaşmak burası için önerilerimiz. Zaten çok uzun zamanınızı almayacaktır. Tatil beldelerinin merkezleri genelde pek ilgi çekici değildir ya Uzun Çarşı bunun tam aksi bir ruha sahip. Biz çok sevdik.
Kral Mezarı










Uzun Çarşı’nın içinde bir kral mezarı var. Bu bile bölgenin ne kadar eski olduğunun bir kanıtı. Kendisi M.Ö. 4. yy’dan kalma. Kaş çevresinde bu ve buna benzer onlarca lahit göreceksiniz. Merkezdeki de onlardan biri ve Likya döneminden kalmış. Tam olarak kime ait olduğu bilinmese de bir kral veya komutana, kısacası o dönem için önemli birine ait olduğu düşünülüyor. Üzerindeki yazıtın anlamı maalesef çözülememiş.
Patara Antik Kenti ve Patara Plajı










Kaş’a 40 km mesafedeki Patara, Likya uygarlığının önemli başkentlerinden biri. İçinde görülmeye değer bir sürü tarihi yapı var. Müzekart’la ücretsiz girebildiğiniz Patara Antik Kenti sonrası da Patara Plajı’na geçiş yapabilirsiniz. Patara Plajı upuzun kum bir sahil. Sahile gelmeden önce de aslında kum tepeleri var. Bu kum tepeleri de Yeşilçam filmlerindeki çöl sahnelerinin çekildiği bir yer. Bizim gittiğimiz dönemde kum tepeleri kapalı olunca doğruca plaja geçtik.
Patara Plajı’nın uzun olması dışında bir olayı yok. Caretta carettaların da yumurtalarını bıraktığı, bu yüzden de koruma altında olan bir bölge. Plaja gittiğinizde zaten bazı alanların yumurtalar sebebiyle çevrilmiş olduğunu göreceksiniz. Bu bölgelerde bu yüzden şemsiye kullanmamak gerekiyor. Günbatımı sonrası görevliler çıkış yapılması için uyarı yapmaya başlıyor. Çünkü hava kararınca bu bebişler çıkıyormuş.
Bizim önerimiz Patara Antik Kenti kapanmadan 1-2 saat önce gelip tarihe doymak ve sonrasında da plajda günü batırmak. Açık ise, biraz da kum tepelerinde vakit geçirebilirsiniz.
Haftanın her günü açık. Açık olduğu saatler yaz ve kış dönemi olarak değişiyor.
Xanthos Antik Kenti





Kaş-Fethiye yolu üzerinde bulunan başka bir antik kent. Biz maalesef buraya vaktimiz olmadığı için gidemedik. Kaş’tan da yaklaşık 50km mesafede. Oldukça etkileyici olduğu söyleniyor. Zaten UNESCO koruması altında. Kaş’tan Fethiye’ye gidiyorsanız ya da tam tersini yapıyorsanız, yolunuzun üzerinde olduğunu unutmayın. Oldukça da talihsiz bir şehirmiş. Hep yangınlar, kuşatmalar olmuş. Hatta Pers kuşatması sırasında yenileceklerini anlayınca, kadın ve çocukları öldürüp, şehri ateşe vermişler. Maalesef buraya ait bazı eserler, birçok başka tarihi eserimiz gibi Londra’da bulunan British Museum’da sergileniyor. Müzekart geçerli. Haftanın her günü açık. Açık olduğu saatler yaz ve kış dönemi olarak değişiyor.
Myra Antik Kenti










Resmen bu bölge bir antik kent cenneti. Myra Antik Kenti, Antalya’nın Demre ilçesinde bulunuyor. Ancak Kaş’a çok uzak olmadığı için (yaklaşık 40 dakika), bir yarım gününüzü burayı ve yine buraya yakın olan Likya Uygarlıkları Müzesi ile Aziz Nikolas Kilisesi’ni görmeye ayırmanızı tavsiye ederiz. Likya Uygarlığı’nın büyük şehirlerinden biriymiş Myra. Kral mezarları, antik tiyatro ve kabartmaları taşlar burada göreceğiniz önemli eserler. Biz sabah açılış saatinde buranın kapısına dayandık. Hem böylece kavurucu sıcaklardan da korunmuş olduk. Buradan çıkarılan eserler Antalya Müzesi’nde sergileniyor. Müzekart geçiyor ve haftanın her günü açık.
Aziz Nikolaos Anıt Müzesi










Patara’da doğmuş ve Myra’da psikoposluk yapan Aziz Nikolaos nam-ı diğer Noel Baba’nın burada öldüğüne inanılıyor. Hrıstiyanlar için oldukça önemli bir kilise burası. Zaten birçok yabancı turist grubu da buraya mutlaka uğruyor. Giriş Müzekart ile ücretsiz.
Myra Antik Kenti’ne arabayla 5 dakika mesafede olduğu için Myra’ya giden buraya da gitti:)
Likya Uygarlıkları Müzesi










Kilise sonrası rotamızı Likya Uygarlıkları Müzesi’ne çeviriyoruz. Yazıdan anlayacağınız üzere Likyalılar burada epey bir zaman harcamış ve bölgede çok fazla iz bırakmış. Likya antik kentlerinden çıkan eserler müze kısmında sergileniyor. Açık alanda ise, kazılar sonunda açığa çıkarılan şehir kalıntılarını görebilirsiniz. Bizce mutlaka zaman ayırılması gereken yerlerden. Müzekart ile ücretsiz.
Batık Şehir Kekova





En güzel Kaş Koy ve Plajları yazımızda bahsettik ancak burada da kısaca bahsedelim. Kaş’tan kalkan tekne turlarının uğradığı ve çok etkileyici bir batık antik şehir. Depremler yüzünden denizin sularına gömülen bu şehirden kalan bazı detayları tekne turu sırasında görme şansınız oluyor. Mutlaka bir gününüzü tekne turuna ayırıp, bu güzelliği kendi gözlerinizle görün deriz.
Kaleköy (Simena)





Kekova yazımızda daha detaylı bahsettiğimiz bu minik ama sevimli köy de yine tekne turlarının duraklarından. Simena Antik Kenti’ne ev sahipliği yapıyor ve tarihi kalesine tırmandığınızda nefes kesici bir manzara sunuyor. Dönüş yolunda da buranın yerlilerinin sattığı dondurmalardan yerseniz, bizi de anarsınız.
Kaputaş Plajı










Kaş plajlarını daha detaylı övdüğümüz yazımız için buraya. Ancak Kaputaş’a ayrı bir bir başlık açmak istedik çünkü birçok kişinin belki de fotoğrafına vurulup Kaş planı yaptıran güzellikte bir plaj kendisi. Suyun rengi gerçekten fotoğraflarda görüldüğü gibiymiş arkadaşlar. İniş ve çıkışı biraz uğraştırıcı. Biz bir de dalgalı bir gününe denk geldiğimizden, yüzme kısmından hiç keyif almadık. Ama manzara tam anlatmamıza gerek yok, görüyorsunuz dedirtiyor. Burada çok sınırlı bir park yeri var. Sabaha erkenden gelmezseniz, metrelerce uzağa park etmeniz gerekebilir. Şimdiden uyarımızı yapalım.
Kalkan
Kaş’a 40 dakika mesafede bulunan bir belde ancak Kaş’ın sınıf atlamış hali diyebiliriz. Kaş’ın salaşlığından burada eser yok. Villalar ve lüks oteller sarmış dört bir yanına. İngilizler buraya bildiğiniz çıkartma yapmış. Ama şöyle şık bir akşam yemeği yiyeyim derseniz, orası burası.
Bu yazıyı okuyup Kaş planı yapıyorsanız sizi aşırı kıskandığımızı belirtelim. Kaş’a bizden selam!
Instagram‘da bizi takip etmek isterseniz çok seviniriz. İzlanda paylaşımlarımıza #UHkaş etiketinden ulaşabilirsinizYoutube‘da da varız. Bekleriz!