Son yıllarda iyice popüler hale gelen Hallstatt, mutlaka bir yerde karşınıza çıkmıştır. Avusturya’nın Salzkammergut bölgesinde, Alpler’in eteğinde, Hallstätter Gölü’nün etrafına kurulmuş masalsı bir köy. Avrupa’nın yerleşimi olan en eski köyü ve burada sadece 1000 kişi yaşıyor. 19. yüzyıla kadar sadece botla ulaşımın olduğu bölge sanıyoruz bu sayede oldukça iyi korunmuş durumda.

hallstatt göl manzarası

Popüler olması aslında çok da şaşırtıcı değil. Çünkü eşsiz bir manzaraya, doğaya ve 7000 yıllık bir geçmişe sahip. Çinliler burayı o kadar fazla sevmiş olacak ki bir replikasını Luoyang şehrine yapmışlar.  

Hangi mevsimini anlatsak diğerine haksızlık ederiz. Kışın karlar altında adeta bir Bob Ross tuvalinden fırlamış gibi görünüyor. Baharda ise doğanın değişimine ve bunun yarattığı onlarca renk tonuna şahitlik ediyorsunuz. Ancak, yaz aylarına gelince her şey değişiyor. Şehrin kendisi hala çok güzel. Ama, turist kafileleri ve sıcak hava ile mücadele etmekten şehirden keyif alamıyorsunuz.

Sadece Hallstatt’a gidip iki gün kafa dinlemek çok keyifli bir seçenek. Ama, gezinizi Viyana ve Salzburg ile birleştirip Avusturya tatili haline getirmek oldukça yerinde bir karar olur.

Nasıl ulaşılır?

Viyana’dan Hallstatt arası trenle yaklaşık 4 saat süren bir yolculuk. Bunun yerine biz yolu bir miktar daha uzatıp, bir gün de Salzburg’da kalmaya karar verdik. Benzer rotayı izlemek isterseniz toplamda 4.5 saatlik bir yolculuğunuz olacak. Ulaşım için iki seçeneğiniz bulunuyor. Otobüs ile gelmek isterseniz sizi Hallstatt’ın içine kadar bırakıyor. Trenle gelmek isterseniz ise şehrin tam karşısında yer alan tren istasyonunda inip, tekneler ile karşıya geçmeniz gerekiyor. Teknenin ücreti 2 €.

Hallstatt Tuz Madeni – Salzwelten

Hallstatt’a hayat veren şey ne derseniz cevabı kesinlikle tuz. Şehir, tarihi 7.000 yıl öncesine kadar dayanan bir tuz madenine sahip. Bu süre, madeni aynı zamanda dünyanın en eski tuz madeni yapıyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, maden özelliğini yitirip müze olarak hizmet vermeye başlamış. Müzeyi sadece özel hazırlanmış tur ile gezebiliyorsunuz. Özellikle çocuklu aileler için fazlasıyla tavsiye edeceğimiz bir tur. Haliyle, bir madeni gezdiğiniz için standart müzeler gibi değil. Misal, madenin farklı seviyeleri arasında geçişleri ahşap kaydıraklarla yapıyorsunuz. Ayrıca içerde özel hazırlanmış bir film izliyorsunuz. Sonunda oldukça tarihi bir sürpriz sizi karşılayacak. Turun ücreti 24 €.

Avrupa'nın en eski ahşap merdiveni
Skywalk

Hallstatt diye arattığınızda karşınıza en çok buradan fotoğraflar çıkıyor. Sebebini zaten gördüğünüzde anlıyorsunuz. Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir bölgeye 350 metre yukarıdan bakma fırsatı kolay kolay ele geçmiyor. Kalabalık bir dönemde gittiyseniz fotoğraf çekimi için uzun süre sıra beklemeyi göze almalısınız.

Her gün 09:00-18:00 arası açık olan bu iki noktaya son teleferik hareketi 16.30’da. Sadece Skywalk’a gitmek için teleferik gidiş geliş ücret 18 €. Eğer madeni de görmek isterseniz toplam ücret 34 €. Ben bu noktaya yürüyerek çıkarım diyen cengaverlerdenseniz çıkış için 1 saatlik bir süreyi gözden çıkarmalısınız. Cebinize kalan 18 € ile de tepedeki restoranda manzaraya karşı birşeyler içip zaferinizi taçlandırabilirsiniz.

Hallstatt skywalk
Dachstein Mağarası – Dachstein Giant Ice Cave

Hallstatt’a kadar gelmişken bu mağaraya da bir iki saatinizi ayırmanızı öneririz. Bir miktar pahalı bulabileceğiniz bu deneyim, size sunacağı görsellerle kendini affettiriyor. Bölgeye 542 numaralı otobüs hattı veya araçla yaklaşık 15 dakikalık bir sürede ulaşabilirsiniz. Otobüs saatleri için buraya. Burada da yine ufak bir teleferik kullanımı mevcut. Yine yürümek isteyenler için, yaklaşık 20 dakikada mağaraya ulaşıyorsunuz. Ancak teleferik ücreti zaten tura dahil. Burada gerekli bilgileri alıp rehberiniz ile birlikte 50 dakikalık tura katılıyorsunuz. Mağaranın içi ortalama olarak -2 derece kadar oluyor. Gittiğiniz tarihten bağımsız olarak bu hava şartına uygun bir kıyafet ile gelmeniz mutlaka gerekli. Abartıyorlardır diyorsanız, kesin olarak üzüleceğinizi şimdiden söyleyelim. Tur ücreti 36.3

Beinhaus

Köyün küçük olması sebebiyle tek mezarlık var ve ölenler önce buraya gömülüyor. Ancak alan sıkıntısından dolayı burada sadece 10 yıl kalıp sonrasında kafatasları St. Michael’s Şapeli’nde yer alan Beinhaus yani Kemik Evi’ne transfer ediliyor. Her bir kafatası farklı şekillerde, sanatçılar tarafından boyanmış ve yazılar yazılmış. Çocuklu aileler için uygun olmasa da oldukça enteresan bir yer olduğunu söylemeliyiz. En son kafatası 1995 yılında eklenmiş.

Hallstatt Beinhaus kafatasları

Write A Comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.