Göreni kendine hayran bırakan, bir masalın ya da film setinin içindeymişsiniz gibi hissettiren bir şehir Brugge. Kanalları sebebiyle kuzeyin Venedik’i olarak da adlandırılan Brugge’ü anlatmaya geldik size.
Bir kere şu konuya açıklık getirelim: Brugge şehrin Flemenkçe ismi. İngilizcesi Bruges. Hatta yeri gelmişken gelmeden In Bruges filmini izlemenizi tavsiye ederiz. Sırf Collin Farrell’ın tatlışlığı için bile izlenir:)
Başlamadan konuyla ilgili Youtube videomuzu da aşağıya bırakıyoruz.
Brugge’e Neden Gitmeli?




Brugge’ü özel yapan Orta Çağ mimarisinin çok iyi korunmuş olması. Bu da gezerken film setinde gibi hissetmenize sebep oluyor. Buna bir de kanallar, kanalda yapılan tekne turu, leziz Belçika biraları, patates kızartması ve çikolata eklenince harika bir hafta sonu rotası oluyor. Brugge için plan yapıyorsanız Brugge’e arabayla yaklaşık 40 dakika mesafede olan Gent’i de görün deriz. Zira kendisi pek tatlı bir Belçika şehri.
Brugge’e Ne Zaman Gidilir?
Bu konunun tek bir cevabı yok. Ama, kanallarda tekne turu için güzel havanın daha olası olduğu bahar ve yaz ayları iyi bir tercih olmakla beraber, turist sayısının çok fazla olacağını, konaklama fiyatlarının daha yüksek olacağını da hesaba katmak gerek. Biz Temmuz’da gittiğimizde pandemi sebebiyle şehir oldukça boştu.
Noel zamanı da şehir ışıl ışıl oluyor. Noel pazarları Almanya’dakilerin yanından bile geçemese de şehrin bu süslü hali gerçekten oldukça güzel. Bir de her sen yapılan Winter Glow adında bir ışık gösterisi oluyor. Şehrin farklı yerlerine ışıklar farklı şekillerde kullanılarak birer sanat eserine dönüştürülüyor. Biz oldukça başarılı bulduk.
Brugge’de Ne Kadar Kalmalı
Güzel bir planlamayla 2 günde şehrin gezilmedik noktasını bırakmazsınız diye düşünüyoruz. Günübirlik bile gelseniz, genel hatlarıyla birçok yeri görebilirsiniz.
Brugge’e Nasıl Gidilir?
Bunun için ilk akla gelen seçenek önce Brüksel’e gelmek sonrasında ise Brugge trenine binmek. Ya da Amsterdam’dan yine Brugge’e giden trenlere binebilirsiniz. Biz Hollanda’dan arabayla gittik. Sonrasında da Gent’e geçtik. Bizim için oldukça mantıklı oldu arabayla gitmek.
Brugge’de Ulaşım
Brugge minnak bir şehir olduğundan şehir içinde herhangi bir ulaşım aracına ihtiyacınız yok. Tabanvay candır:)
Brugge Konaklama
Biz Hotel Acacia’da kaldık. Hem konumu, hem çalışanları ve hem de odaların temizliği sebebiyle kendisini epey sevdik. Ayrıca şampuan ve duş jelleri çok sevdiğimiz Rituals’tı. Kocaman bir artı:)
Son gidişimizde ise bizce fiyat/performans olarak oldukça başarılı olan Hotel Ter Brughe’de kaldık. Merkeze 7 dakika yürüme mesafesindeydi. Odaları oldukça tatlıydı ve fiyatı Brugge için oldukça uygundu. Üstelik kanal manzaralı bir odada kaldık ve yine Rituals ürünlerini kullandık. Bize nedense minik bir kalite algısı veriyor bu ürünlerin olması:)
Brugge Gezilecek Yerler
Geldik en can alıcı kısma. Brugge bizce müze müze gezeceğiniz bir yer değil. Daha çok sokaklarda gezmeli, tekne turu ile kanallarında dolanmalı, bol bol abur cubur yemeli bir gezi bu. Müzeler var ama öyle muhteşem, çok övülen yerler değil. Biz bu yüzden pas geçtik. Ancak zamanınız var ve müzeleri de görmek isterseniz Musea Brugge Card almak mantıklı olabilir. Detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz.
Markt Meydanı






Burası şehrin ana meydanı. Biz bayılıyoruz böyle yerlere. Hem cıvıl cıvıl oluyor hem de buralar genelde gençlerin buluşma noktaları oluyor. Bu kadar merkezi bir yerden başlamak bizim için en güzeli. Gerçekten çok tatlı bir meydan. Yanyana sıralanmış rengarenk binalar resmen fotoğraf için bağırıyor. İlginizi çekerse faytonlar buradan kalkıyor. Kesinlikle ama kesinlikle önermiyoruz tabii ki. Atların yeri burası değil!
Belfort Çan Kulesi






Markt Meydanı’na geldiğinizde gözden kaçırmanızın imkansız olduğu çan kulesi. Tepesine çıkıp Brugge manzarasını izleyebilirsiniz ancak 14€ olduğu için bize çok çekici gelmedi. Manzaranın iyi olduğu söyleniyor. Biz bunun yerine drone’la çok daha iyi bir manzara gördüğümüzü de buraya iliştirelim:) Çıkmak için de 366 basamak tırmanmanız gerekiyor. Musea Brugge Card geçiyor.
Burg Meydanı






Markt sonrası göze çok küçük gelse de meydanlar kalp biz. Bu meydana gelme sebebimiz ise aşağıda bahsedeceğimiz Kutsal Kan Kilisesi’ni ziyaret etmek. Yine bu meydanda bulunan ve mimarisiyle dikkat çekici olan Stadhuis’u gördükten sonra hemen solundaki Blinde-Ezelstraat‘taki görkemli kemeri de görmeyi es geçmeyin.
Basilica of the Holy Blood (Kutsal Kan Kilisesi)






Dışarıdan bakınca bir kilise olduğunu bile anlamanın oldukça zor olduğu, Burg Meydanı’nda yer alan bu kilise Hristiyanlar için oldukça önemli. Kilisede, üzerinde İsa’nın kanı olduğuna inanılan bir bez parçası var. Bunun dışında içi de gördüğümüz en ilginç dekoratif öğelere sahip. Giriş ücretsiz. Belirli günlerde bez çıkarılıp ziyaretçilere gösteriliyormuş ama ne zaman olduğuna dair çok net bir bilgi edinemedik. Her gün 09:30-12:00 ve 14:00-17:00 arası açık.
Rozenhoedkaai






Bizce Brugge’ün en romantik yeri burası. Fotoseverlerin uğrak noktası. Burası aynı zamanda kanal turlarının başlangıç yeri. Brugge’ün en sevilen biracılarından biri olan 2be de burada yer alıyor.
Church of Our Lady



Buraya kilise deyip geçmeyelim zira kendisi 122 metrelik kuleesi ile Brugge’ün en yüksek noktası olmasının yanı sıra, içerisinde Michaelangelo’nun İtalya dışında bulunan tek eseri olan Madonna ve Çocuk (Madonna and Child)’a da ev sahipliği yapıyor. Kiliseye giriş ücretsiz fakat bu eseri görmek istiyorsanız pamuk eller cebe. Giriş 7€.Musea Brugge Card’ı olanlara ücretsiz.
Eserle ilgili gitmeden bilmeniz gereken detay ise esere 15 adımdan fazla yaklaşamıyor olmak. Bu yüzden daha yakına bir replikasını koymuşlar galiba. Heykel Meryem’in gülümsüyor gibi olması sebebiyle de Michaelangelo’nun diğer eserlerinden ayrışıyor. Vatikan’da bulunan St. Peter Bazilikası’nda bulunan Pieta’ya da oldukça benzetiliyor. Biz de benzettik ne yalan söyleyelim:)
St. John’s Hospital (St. John Hastanesi)



Avrupa’nın ayakta kalmış en eski hastanelerinden biri olan St. John Hastanesi 1978 yılına kadar hizmet vermiş. Şu an ise bir müze olarak hayatına devam ediyor. İçinde hem tarihine dair bilgi edinebilir hem de özellikle ünlü Flaman sanatçı Hans Memling’in eserlerini görebilirsiniz. Giriş 12€.Musea Brugge Card geçiyor. İçini gezmeseniz bile bahçesi oldukça tatlı. Bir göz atın mutlaka.
Begijnhof (Ten Wijngaerde)



Dul kalmış ya da evlenmek istemeyen kadınların yaşadığı bir manastır olan Begijnhof halen yaşamın sürdüğü, aşırı sakin bir yer. O kadar sakin ki etrafta sessiz olunmasını belirten tabelalar bile mevcut. Brugge’ün kalabalığından kaçmak için bile buraya gelinebilir. İçinde buradaki yaşamı anlatan bir ev de mevcut. Giriş ücreti 2€. Akşam 18:30’da kapanıyor.
Minnewaterpark






Begijnhof’a çok yakın olan Minnewater Parkı tam soluklanmalık bir yer. Yürüyüş yapmak, atıştırmalıklar eşliğinde dinlenmek için oldukça ideal.
Groenerei



Brugge’un en sakin yerlerinden biri de bu kanal ve etrafı. Sarmaşıklı evler, köprüler yine çok güzel fotoğraflar çekmemizi sağladı.
Bonifacius Köprüsü






Brugge’de en sevdiğimiz yeri en sona bıraktık. Burasını da Brugge’ün en fotojenik yeri ilan ediyoruz. Çok eski bir köprü olmadığını biz Elf gözlerimizle anlamamış olsak bile, burada gelin damat foto çekimi görmüş olmamız fotojenikliği hakkında bir fikir verir diye düşünüyoruz.
Müzeler
Dediğimiz gibi müze bizim burada hiç ilgimizi çekmedi. Vaktimiz de yoktu. Ama sizin ilginizi çekebilir. Gruuthusemuseum, Groeningemuseum ve belki de en enteresan müzelerden olan Frietmuseum (Patates Kızartması Müzesi) ziyaret edilebilecek müzeler.
Huisbrouwerij De Halve Maan






Bu bira fabrikasını gezilecek yerlerde yazdık çünkü burada süper bir tur yapılıyor. Biranın üretim süreçlerini anlatıyorlar ve turun sonunda filtrelenmemiş bira ikramı var. Belfort Çan Kulesi’ne çıkmayanlar için oldukça tatmin edici bir şehir manzarası da artı olabilir. Biz oldukça keyif aldık bu turdan. Tur ücreti kişi başı 15€.
Buranın ürettiği bira olan Brugse Zot‘u şehrin birçok yerinden göreceksiniz.
Brugge Kanal Turu



Brugge’de yapılacak en güzel aktivitelerden biri de kanal turu. Normalde bunlar bize hep turist tuzağı gibi gelse de Brugge’de iş değişti. Muhteşem bir havada şehri kanallar vasıtasıyla keşfetmek bizce kesinlikle buraya gelince yapılmalı. Hem yürüyerek göremeyeceğiniz yerleri görüyor hem de gördüğünüz yerlere farklı bir açıdan bakma şansı ediyorsunuz.
Tur için birkaç şirket var ama hepsi aynı rotayı izliyor. Tur yaklaşık 40 dakika sürüyor. Biletler 2021 Temmuz’da kişi başı 10€ idi.
Brugge Yeme İçme Önerileri
Kahvaltı






İlk kahvaltımızı That’s Toast‘ta yaptık. Epey de sevdik burayı. Lezzetli ekmekler üzerinde yumurtalı kahvaltıları var. Kahveleri de güzel. Biz kolay yer bulduk ancak şehrin kalabalık zamanlarında rezervasyon yaptırmak mantıklı olabilir.
Diğer kahvaltı mekanı önerimiz ise Balthasar. Konsept olarak That’s Toast’a oldukça benziyor. Fakat burası da oldukça popüler. Rezervasyon yaptırsanız iyi olabilir. İçinde de tatlı ürünler satılıyor. Burada yine ekmek üstülü bir kahvaltı ve aşırı iyi waffle yedik. Tavsiyemizdir.
Atıştırmalık
Patates kızartması: Brugge’de dolu dolu bir öğle yemeği yemedik. Atıştırmaktan sıra gelmedi diyelim:) Patates kızartması içinThe Olive Street Food‘a gittik ama aradığımızı pek bulamadık. Bir de the Potato Bar‘ı denedik. Burayı daha çok sevmemize rağmen yine de “Abi Brugge’de mutlaka patates kızartması yiyeceksin” deki adına şiirler yazılası patates kızartmasına burada da ulaşamadık. SonrasındaFrituur de Gentpoorte‘yi denemek istiyorduk ancak vaktimiz kalmamıştı. Siz bizim yerimize deneyin olur mu?
Waffle: Bu da önemli bir konu. Seveni çok olduğu gibi “Ayyy waffle benim içimi çok bayıyor” diyenler de çok. Biz aşırı olmasa da seven, fırsat bulunca yiyen taraftayız. Chez Albert, Oyya, House of Waffles, aşağıda bahsettiğimiz the Old Chocolate House veya Balthazar (hem kahvaltı hem waffle ile bir taşla iki kuş) bizim önereceğimiz yerler.
Çikolata






Belçika denince akla ilk gelen lezzetlerden biri de çikolata (bira, waffle ve patates kızartmasına saygımız sonsuz). Çok merak ettiğimizThe Old Chocolate House‘ta içtiğimiz sıcak çikolatayı unutmamız mümkün değil. Koca bir kase sıcak süt ve yanında sizin seçiminize göre göre çikolata geliyor. Tek kelimeyle müthiş. Waffle ları da oldukça iyi duruyordu bu arada. Buradan ev için de çikolata alabilirsiniz.
Buranın dışında da çikolata alabileceğiniz Neuhaus, Leonidas gibi yerlerden de hediyelik çiko alabilirsiniz.
Akşam Yemeği






Akşam yemeği için buraların en ünlüsü Cambrinus. Burada Flemish Carbonnade adı verilen bir et yemeği var ve bu bölgeye özgü. Denemenizi tavsiye ederiz. Yemek menüsünden daha geniş olan bira menüsünden seçim yapmak oldukça zor. İnsana böyle zorluklar lazım:)
Belçika’ya kadar gelmişken midye yemeden olmaz diyenlerdenseniz Poules Moules iyi bir tercih. Sonrasında ise geceyi ‘t Brugs Beertje de bira içerek noktaladık. Tam filmlerdeki gibi samimi bir bar. Biz de bara oturup epeyce keyifli zaman geçirdik burada.
Bira Mekanları
Eğer biraseverseniz Brugge adeta bir cennet. Deneyip sevdiklerimiz
‘t Brugs Beertje: Ortamı oldukça samimi. Tam filmlerdeki gibi.
De Garre: Kendi biralarına bayıldık. Alkol oranı yüksek. 2. den sonrasını vermiyorlar:) Yanına da peynir ve hardal söyleyip, yerken bizi anın:)
2be: Brugge’ün en meşhur biracısı. Upuzun bir bira duvarları var. Evet yanlış duymadınız. Burada yer bulmak oldukça zor. Diyelim ki bulan şanslı kesimdesiniz. Burada bira tadımı yapmak oldukça keyifli. Aklınızda olsun. Buranın terasından da tatlı fotoğraflar çekmeyi unutmayınız.
Vlissinghe: Buranın en eski mekanlarından. Kendisi yaklaşık 500 senedir varlık gösteriyor:) Ortamı çok tatlı. Yemeklerini de övüyorlar ancak biz yemedik. Vaktiniz olursa biraz merkezin dışında kalsa bile uğrayın deriz. Pazartesi, Salı kapalı ve akşam 21:00’da kapatıyor.
Bol bol yeme içmeli bir gezinin daha sonuna geldik. Umarız sizin için de çok keyifli bir gezi olur.
Instagram‘da bizi takip etmek isterseniz çok seviniriz. #uhbelcika etiketinden fotoğraflarımızı görebilirsiniz.
Youtube‘da da varız. Bekleriz.