Ben (Zeynep) küçükken Hataylı bir komşumuz vardı. Bayılırdım yemeklerine. Damak zevkimin gelişmesine ciddi katkısı olduğunu düşünürüm hep. Hatay’ı anlatırdı bize. Senelerdir gitmek istediğimiz bir şehirdi. Son Türkiye ziyaretimizde kafaya koymuştuk gitmeyi. Bizi en çok heyecanlandıran duraklarımızdan biriydi doğrusu. Hatay beklentilerimizi karşılamakla kalmadı. Buradan çoook mutlu ayrıldık.

Her şeyden önce yerel halktan bahsetmek lazım. Konuştuğumuz bütün esnaflar hoş sohbet. Hem de sohbetler yüzeysel değil. Gerçekten anlatmak istiyorlar. Aceleleri yok. Size ürün satmak için yapmıyorlar. O kadar ama o kadar sevdik ki bu durumu. Sanki orada yaşıyormuşuz gibi hissettik. Hatta bir yere gittiğimizde “Hoşgeldiniz” diye karşılandıktan sonra ayrılırken de “Hoşgeldiniz” diyorlar. Bu tatlılık değildir de nedir?

Kilise, cami, havra gibi her dinin ibadet yerini bulabileceğiniz, halkın barış içinde yaşadığı bir yer. Kimse kimseye karışmıyor. En azından bizim gördüğümüz böyleydi.

Gezilip, görülecek yeri çok Hatay’ın. Uyduruk müzeleri yok. Belki de Türkiye’nin en iyi müzesi burada. Sadece müze de değil, 2000 yıllık tünel, cami, kilise görebileceğiniz turistik açıdan doyurucu bir şehir.

Son olarak da tabii ki mutfağı. Hatta belki biraz iddialı olacak ama Adana, Hatay, Antep üçlüsünde mutfak olarak en çok burayı sevdik. Mezeleri, kebapları, künefesi ile bize birkaç kilo olarak geri dönse de seni çok sevdik Hatay. Antakya Hatay’ın merkez ilçesi. Kocaeli-İzmit gibi. Bu yanılgıya da son vermiş olmanın huzuruyla buyrunuz Hatay Gezi Rehberi‘ne.

İlginizi çekerse Adana Gezi Rehberi‘miz ve Adana Vlog‘umuza da göz atın deriz.

Hatay’a Ne Zaman Gidilir?

Hatay’da Akdeniz iklimi hakim olduğu için aslında yıl boyunca ziyaret edilebilecek yerlerden. Yazın çok sıcak oluyor büyük ihtimalle.

Hatay’da Ne Kadar Kalınır?

Hatay’ın hakkı dolu dolu 2 gün. Hatta biraz daha rahat rahat gezeyim derseniz 2.5 gün. Cuma’dan gidip Pazar dönmeli bir planla birçok yerini görebilirsiniz.

Hatay’da Ulaşım?

Havaalanından Şehir Merkezine Ulaşım

Hatay merkeze giden Havaş var. Yaklaşık 40 dakika sürüyor. İskenderun’a da gidiliyor hatta Havaş ile. Şehir içinde de otobüs veya dolmuş kullanabilirsiniz eğer arabasız geliyorsanız. Otobüsler için Kent Kart almanız gerekiyor diye duyduk.

Şehir içi Ulaşım

Aslında asıl gezilip görülecek yerler birbirine yakın. Ancak Titus Tüneli, Vakıflar Köyü gibi yerlere ulaşım için en iyisi araba kiralamak. Biz arabayı Adana’dan kiralayıp gelmiştik.

Hatay’da Nerede Kalınır?

Size Hatay geziniz için nokta atışı bir konaklama önerisiyle geliyoruz. Kavinn Butik Otel. Eski bir konağın restore edilmesi ile ortaya çıkmış. Direkt merkezde. Her yere yakın. İçi bile tam Instagram’lık. Kahvaltısı da süper. Merkezde olması sebebiyle otoparkı yok. Ancak merkeze yakın yerlerde yol kenarına bırakabiliyorsunuz arabayı.

Hatay’ın bir diğer popüler oteli Savon Hotel. Burası da eskiden bir sabun fabrikasıymış. İçine girdiğinizde mis gibi sabun kokuyor. Kavinn’in lokasyonu ve fiyatı çok daha iyi. Savon Hotel’e kahve içmeye geldik.

Hatay Gezilecek Yerler

I. Gün

Hatay Arkeoloji Müzesi

hatay arkeoloji müzesi Suppilulima heykeli

Hatay’da tek bir yer gezecekseniz, tercihinizi Arkeoloji Müzesi’nden yana kullanmanızı şiddetle öneririz. Hem müzecilik anlamında hem de sergilenen eserler açısından dünya standartlarında bir müze. Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi. Buradan o kadar etkilendik ki size anlatmamız mümkün değil. Asın bayrakları durumu olmadı değil.

hatay arkeoloji müzesi mozaik

Müze çok büyük. Öyle böyle büyük değil. Hele ki müze gezmeyi seviyorsanız rahatlıkla bir gün bile geçirilir. Biz 3 saatimizi ayırdık buraya. Süre tamamen sizin gezme hızınıza ve ilginize göre değişkenlik gösterebilir.

Hatay’da kazılar 1932’de başlamış ve arkeolojik açıdan epey zengin bir bölgeymiş. Arkeoloji Müzesi 1949 yılında Hatay’ın Türkiye’ye katılmasının 10.yılında açılmış. Müze yetersiz kalınca 2011’de yeni binaya geçmişler.

Müzenin en dikkat çeken eseri kesinlikle Suppilulima heykeli. Fal taşı gibi açılmış gözleri ve sırt çantası taşıyor gibi duruşuyla zaten gözden kaçırmanız mümkün değil. Bunun dışında mozaikler ve Lahit Salonu yine gözden kaçırılmayacak kısımlar.

hatay arkeoloji müzesi lahit

Müze Kart geçiyor. Giriş ücreti 24₺. Müze Kart almak bizim için çok mantıklı oldu. Çünkü sonrasında Antep’te Zeugma Mozaik Müzesi’nde ve Ankara’daki hemen hemen her müzede kullandık. Bir yıl geçerliliği var. Kendini çok rahatlıkla amorti ediyor.

1 Nisan-1 Ekim arası 08:30-18:30, 2 Ekim-14 Nisan arası 08:30-16:30 arası ziyaret edilebiliyor.

Habib-i Neccar Camii

hatay habib-i neccar camii kapısı

Antakya’nın en işlek caddesi Kurtuluş Caddesi üzerinde. Bu caddeden defalarca geçeceksiniz. Bu cami Türkiye’deki en eski cami olarak biliniyor. 638 yılında yapılmış. Adını da Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren Antakyalı marangoz Habib-i Neccar’dan almış. Bu olay Yasin Suresi’nde de geçiyormuş. Hatta türbesi de Simon Petros (Şem’un-u Safa)’unkiyle beraber caminin 4 metre altında. Ziyarete açık. Ayrıca minarenin hemen altına bulunan, İsa’nın havarilerinden Yuhanna (Yahya) ve Pavlos (Yunus)’un türbeleri de ziyaret edilebiliyor. Sırf şuradaki sentez bile Hatay’ı ziyaret etmek için bir neden. Burası Hatay’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Bu arada 1853’te yaşanan büyük depremde cami komple yıkılmış ve sonrasında yeniden yapılmış.

Uzun Çarşı

hatay uzun çarşı içindeki kurşunlu han

Adana’nın Kazancılar Çarşısı, Antep’in Bakırcılar Çarşısı varsa, Hatay’ın da Uzun Çarşısı var. İçinde han, hamam, yöresel ürünler, el işi ürünler satan dükkanların olduğu çarşı. Pazar günleri birçok dükkan açık olmuyor. İçeride kazancı, ahşap oymacı gibi farklı meslekleri barındırıyor.

Hatay’dan ayrılmadan buradan alışveriş de yapabilirsiniz. Baharat, sabun, nar ekşisi her şey satılıyor.

Bizim en sevdiğimiz kısmı ise Kurşunlu Han oldu. Tatlı bir avlusu var buranın. İçerde künefeci, mozaik atölyesi, yöresel ürünler satan dükkanlar var. Hatta biz bu atölyeden de alışveriş yaptık. Künefecide kadayıfın yapışını izledik dakikalarca fakat burada yemedik.

Musevi Havrası

hatay musevi havrası

Antakya’daki Musevi cemaatinin kullandığı havrayı maalesef sadece dışarıdan görebildik. Çünkü açık değildi. Esnaftan edindiğimiz bilgiye göre de bir görevlisi varmış ancak kafasına göre açıp kapatıyormuş. İçinde 500 yıllık Tevrat oluğu söyleniyor.

Türk Katolik Kilisesi

hatay türk katolik kilisesi manzarası

Minicik bir kilise düşünün. Eskiden bir evmiş. Bahçesinde portakal ağaçları. Noel sebebiyle bahçenin her yeri süslenmiş. Köşede bir yılbaşı ağacı. Sanki kilise gibi değil. Mutlaka merdivenlerle bir üst katına çıkmayı unutmayın. Kilisenin minicik çanını görebilir ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Açık olduğu saatleri bilmekte fayda var. Pazar hariç her gün 10:00-12:00 ve 15:00-17:00 arası açık. Pazar günleri ise sadece 15:00-17:00.

Eski Antakya Evleri ve Sokakları

hatay sokakları gece görüntüsü

Kilise sonrası ara sokaklara dalıyoruz. Zaten otelimiz de şehrin eski kısmında. Burada sokaklarda dolaşmak kesinlikle yapılması gereken şeylerden. Öyle güzel korunmuş evler var ki..

Sokak aralarında tatlı bir sürü kafe var. Sokağa güzel müzikler yayılıyor. Hatay denince aklımıza ilk künefe de gelse ikinci olarak bu güzelim sokaklar geliyor.

Rum Ortodoks Kilisesi

İçine girilemiyor ancak dışardan görebilirsiniz. Hatay’da birbirinden farklı inanışa sahip insanların bir arada yaşamasına bir örnek daha.

Atatürk Parkı

hatay atatürk parkı

Evet her gittiğimiz yerde bir park bulmak zorundayız. Orada yaşayan halkı gözlemlemek için en uygun yerlerden biri olduğunu düşünüyoruz. Ortodoks Kilisesi sonrası Asi Nehri’nin karşı kıyısına geçerek ulaşabilirsiniz. Şanslıysanız tavus kuşlarını görebilir, dinlenebilir ya da yediklerinizi yakmak için bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.

II. Gün

İlk gün merkez ve etrafındaki yerleri gezdikten sonra 2. günümüzü merkezin dışındaki yerler için ayırdık.

St. Pierre Kilisesi (St. Peter Kilisesi)

hatay st.pierre kilisesi girişi

Hatay’da yine atlanmaması gereken yerlerden biri. Çünkü tarihi önemi çok büyük. Merkeze yaklaşık 2km uzaklıkta. Burası Hristiyanlık’ın ilk kiliselerinden biri olarak kabul ediliyor. Aslında doğal bir mağaraymış. Hristiyanlık’ın yeni yayıldığı zamanlarda burası Hristiyanlar’ın gizli toplanma yeri haline gelmiş. Hatta Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Petrus’un burada vaaz verdiği ve Hristiyan kelimesin ilk olarak burada kullanıldığı rivayet ediliyor. Günümüze kadar çok ufak bir taban mozaiği ve duvarlardaki bazı boyamalar kalmış.

hatay st.pierre kilisesinin içi

İçeride bir baskın halinde kaçmak için kullanılan, dağa doğru açılan başka bir tünel olduğu söyleniyor. Kayalardan sızan sular vaftiz törenleri için kullanılıyormuş. Heykel ve sunak sonradan eklenmiş.

1983 yılında Papa VI. Jean Paul tarafından Hac yeri ilan edilmiş. Her yıl 29 Haziran’da Katolik Kilisesi tarafından ayin düzenleniyormuş.

Haftanın her günü ziyaret edilebiliyor.

1 Nisan-1 Ekim arası 08:30-18:30, 2 Ekim-14 Nisan arası 08:30-16:30 arası ziyaret edilebiliyor.

Müze Kart geçiyor. Giriş ücreti 24₺.

Cehennem Kayıkçısı

cehennem kayıkçısı

Kiliseden çıktıktan sonra azıcık tırmanma ile (yaklaşık 10 dakika sürüyor) ulaşılan, Cehennem Kayıkçısı adı verilen ve kayalıklara oyulmuş bir kabartma. Yunan Mitolojisi’nde Haron olarak geçiyor. Ölenlerin ruhlarını kayıkla diğer tarafa taşıdığına inanılıyor. Rivayete göre MÖ 2. yüzyılda çok büyük bir veba salgını olur. Kahinlere ne yapalım diye danışıldığında, şehri tepeden gören ve hastalıklardan koruyacağına inanılan bir kabartma yapılması kararlaştırılır. Salgın bitince kabartmanın yapımı da durdurulur. Vaktiniz varsa uğranabilecek bir yer. Hikayesini bilip giderseniz, daha etkileyici oluyor.

Musa Ağacı

musa ağacı

Rivayete göre Hz. Hızır ve Hz. Musa Samandağı sahilinde buluşup, yürüyüşe çıkmışlar. Bu ağacın bulunduğu noktaya geldiklerinde Hz. Musa elindeki asayı saplayıp su içmeye başlar. Asayı bıraktığı yerde ab-ı hayat suyundan can bulan bir fidan belirir. Yıllar içinde büyüyerek bugünkü boyutuna ulaşır. Gerçekten çok heybetli bir ağaç. Çapı 7.5 metre. Kendisi koruma altında. Ağacın etrafında birkaç kahvaltı yeri var. Belki değerlendirilebilir. Hikaye ilginizi çekmiyorsa hayal kırıklığı yaşabilirsiniz.

Vakıflı Köyü

vakıflı köyü evleri

Burası sıradan bir köy değil. Türkiye’nin son Ermeni köyü. 1939’da Hatay Türkiye’ye katılınca, burada yaşayanların bir kısmı göç etmiş, bir kısmı kalmış. Vakıflı Köyü gibi 6 köy daha varmış. Kalanlar Vakıflı’da toplanmış. Köyde 35 hanede yaklaşık 130 kişi yaşıyor. Dışarıya çok fazla göç vermiş. Hatta nüfus o kadar azalmış ki, köyün okulu kapanmış. Çocuklar Samandağ’daki okula gidiyorlarmış. Geçimlerini genelde tarımla sağlıyorlar. Organik tarım hem de. Turunçgil ve defne ağırlıklı. Ayrıca güzel likör yapıyor buranın insanı.

Köyün bir çay bahçesi var. Kahve denmiyor. İçinde sıcacık sobası yanıyor. Hemen çayımızı söyledik. Yanında dünyanın en güzel kurabiyelerinden birini ikram ettiler. Biraz sohbet ettik orayı işletenlerle. Sürekli olarak vurguladıkları “Hatay medeniyetler şehri” dir oldu. Yani hır gür olmamıştı. Karışanları yoktu. Buradan gitmeye niyetleri de yoktu.

vakıflı köyü kilisesi

Köy ufak. Bir kilise var. Bir mezarlık. Yöresel ürünler satan birkaç dükkan. Araştırırken burada bi müze açılacağını okumuştuk ama ne zaman açılacağı şu an belli değil. Belki siz gittiğinizde açılmış olur. Köy belki görsel olarak çok fazla şey sunmuyor ama önemi bizce çok büyük.

Musa Ağacı ile burası arasında 3 km’lik bir yürüyüş parkuru var.

Titus Tüneli

titus tüneli

Samandağ’ın uzun sahilinden geçerek ulaştık buraya. Uzun derken 14km ile Türkiye’nin en uzun plajı burası. Arabayla girilmez yazan yerden girin. Ufak bir yokuş var. Arabayı oraya bıraktıktan sonra bilet gişesini hemen göreceksiniz. Herkes arabayı buraya bırakmıştı. Biz de yokuş çıkmak istemedik açıkçası. Birşey olursa “Biz bilmiyorduk, turistiz” diyin. “Uçan Hollandalılar’dan duyduk” diyip, bizi yakmayın:)

Bilet olayını hallettikten sonra yönlendirmeleri takip ederek tünele ulaşacaksınız. Yol üstünde çay, taze meyve satan birçok yer var. Tünel sonrası buralarda soluklanmayı kafamıza koyarak, yolumuza devam ediyoruz.

Aşağıda bahsedeceğimiz Beşikli Mağara da aynı alanda yer alıyor. Hangisini önce göreceğiniz tamamen sizin tercihinize kalmış. Biz önce tüneli ziyaret ettik.

Tünelin ilk giriş kısmına kadar yürüyüş gayet kolay. Fakat sonrasında epey taşların arasından yürümeniz gerekiyor. Hatta epey su da var. Yağmur yağmışsa ziyaret etmek biraz zor olabilir; zira sular yükseliyormuş. Böyle bir durum var ise arayıp bilgi almak mantıklı olabilir.

Bizim şansımıza hava iyiydi. Eliniz kolunuz boş olursa daha iyi olur bu yürüyüş sırasında. Onur bir kere düştü elinde kamera varken:/ Çok zorlu bir yol değil ama engebeli bir yer olduğunu bilerek gidin.

10 dakikalık bir yürüyüşün ardından tünele ulaşılıyor. Tünelin yapımına M.Ö 81 yılında Roma İmparatoru Vespasian tarafından şehri sel baskınlarından korumak için başlanmış. Ancak M.Ö 69 yılında bitiren oğlu Titus olmuş. Tünel sayesinde suyun yönü değiştirilip, şehrin etrafını dolaşması sağlanmış. Tünel için bir mühendislik harikası deniliyor. Tabii ki tamamen elle açılmış. Köleler tarafından yapılmış. 2000 yıllık olduğu düşünüldüğünde gerçekten çok etkileyici.

Müze Kart burada da geçiyor. Giriş ücreti 12₺. Aynı biletle Beşikli Mağara’yı da görebiliyorsunuz.

Her gün ziyarete açık.

15 Nisan-2 Ekim arası 08:30-19:00 arası, 3 Ekim-14 Nisan arası 08:30-17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.

Beşikli Mağara

beşikli mağara

Tünelden çıkıp, yönlendirmeleri takip ederek bu sefer Beşikli Mağara’ya gidiyoruz. Yol yaklaşık 10 dakika kadar sürüyor. Burası Kaya Mezarlar olarak da anılıyor. Rivayete göre o dönemde şehirde yaşayan soylular için yapılmış mezarlar. Seleukeia Pieria antik kentinin en önemli kalıntılarından biri. Mağarada birçok mezar var. Beşikli Mağara ismini yöre halkı vermiş buraya. Mezar odasında yanyana duran ve aynı boyutlardaki iki taş sandukalı mezardan dolayı.

Eğer Hatay’da yeterince vaktiniz varsa, Titus Tüneli’ni ve Beşikli Mağara!yı görmenizi şiddetle öneriyoruz.

Harbiye Şelaleleri

harbiye şelalesi

Buradan uzun uzun bile bahsetmek istemiyoruz. Bizim için büyük hayal kırıklığı. Bir kere şelale diye birşey kalmamış. Öyle gürül gürül akan bir su yok. Bizce tamamen vakit kaybı. Belki yaz sıcağında bir nebze olsun keyifli olabilir. Suyun içine kondurulmuş sandalyeler gördük. Şelaleden parçalar görmek istiyorsanız sayısı çok fazla olan mekanlara girmeniz gerekiyor. Vaktiniz kısıtlı ise mutlaka burayı es geçmenizi önereceğiz.

St. Simeon Manastırı

st.simeon manastırı
kaynak: Wikipedia

Bizim dönüş yolunda gitmek için zorladığımız ancak bir türlü ulaşamadığımız manastır. Yollar iyi değildi. Bizim aracımız da bu yollara uygun değildi. Yolda durup birkaç kişiye düzgün bir yol sorduk. Yönlendirmeleri takip ettiğimizde de yine düzgün bir yola çıkamadık. Geçici olduğunu umut ediyoruz.

St. Simeon’un enteresan bir hikayesi var. Bu yüzden gitmek istemiştik. Antakya doğumlu Genç Simeon depremde kimsesiz kalır. Sonrasında Halep’te bir keşişin yanına gider. Ordan dönüp, kendini Hristiyanlık’a adar. Müritleriyle bir manastır yapar. Genelde inzivaya çekilen din adamları manastırda ya da bir mağarada bir oyukta yaşarken; Aziz Simeon’ın mensubu olduğu Stilitler bir sütun inşa edip, ömrünü bu sütunda geçirirmiş. St. Simeon da öyle yapmış. Sütunun kalıntıları görülebiliyor. Biz burayı göremediğimiz için oldukça üzüldük. Umarız siz bulabilirsiniz.

Hatay Yeme İçme Konusu

Hatay’da yediğimiz hemen hemen her şeyi çok sevdik. Çok araştırıp gittik çünkü. Arada bir iki fire vermiş olabiliriz. Direkt konuya giriyoruz arkadaşlar.

Sultan Sofrası Kahvaltı Evi

hatay sultan sofrası kahvaltı evi geleneksel hatay kahvaltısı

Habib-i Neccar Camii’nin karşı aralığında kalıyor bu kahvaltı mekanı. Geleneksel Hatay kahvaltısını serpme kahvaltı şeklinde servis ediyorlar. Hava serin olduğundan biz içeride oturduk ancak bahçe çok keyifli duruyordu.

Kahvaltısı lezzetli idi. Ama sonradan standart olduğunu anladık. Otelinizde kahvaltı yoksa değerlendirebilirsiniz. Biz sonrasında kaldığımız otelde yediğimiz kahvaltıyı daha lezzetli bulduk.

Dekorasyonu hoş, konumu merkezi. Kişi başı 35₺.

Adres: Kocaabdi, Beyazıt Sk. No:1

Kavinn Butik Otel

kavinn butik otel kahvaltısı

Kaldığımız otel saat 10:00’dan sonra otelde kalmayanlar için de kahvaltı servis ediyor. Rezervasyon şart. Sade ama çok lezzetli kahvaltısı. Maalesef fiyatını bilmiyoruz ama tatlı avlusunda kahve içmek için bile buraya gelebilirsiniz. Çalışanları gerçekten hem güler yüzlü, hem de bize tavsiyeler konusunda çok yardımcı oldular.

Adres: Zenginler Mah, Prof. Ataman Demir Sk No:15

Humusçu Nedim Usta

Hatay’da humus konusu önemli. Yediğimiz en lezzetli humusları Hatay’da yedik. Bir de işin uzmanının elinden tatmak istedik. 1920’den beri bu işi yapıyor burası. Humus dışında farklı mezeler de deneyebilirsiniz. Ama humus ve bakla ezmesi çok iyi. Maalesef burada teknik bir aksaklık oldu. Fotoğrafımız yok:/

Adına çok güldüğümüz Zenginler bölgesinde kendisi.

Buraya alternatif bir de Humusçu İbrahim Usta var. Çekim yapanlardan ücret alıyormuş. Aşırı sinirlendik bu duruma ve gitmeyi aklımızdan bile geçirmedik.

Adres: Zenginler, Gazipaşa Cd. No:5

Dönerci Tacettin

dönerci tacettin hatay usulü döner

2. gün dönüşünde gittik buraya. Google Maps’e göre 15:00’te kapanması lazım. Ancak açık görünce heyecanla içeri daldık. Tacettin Usta ameliyat olmuş. 27 yıllık kalfası bizi hemen buyur etti. İçerisi eski. Sakın şık bir yer beklemeyin. Ama öyle kalmasını isteyeceğiniz yerlerden. Dönerin sonu kalmıştı. Hatta bitsin diye takviye yaptılar tabağımıza. Hatay döneri bildiğimiz dönerden farklı. Üzerine pide konuyor ve salçalı sos gezdiriliyor. Çoğu yerde dürüm olarak da yiyebiliyorsunuz. Biz döneri sade sevenler olduğumuz için onu daha çok tercih ediyoruz. Bu arada Humusçu Nedim Usta’ya çok yakın.

Dönerci Tacettin dışında adını en çok duyduğumuz Dönerci Abdo oldu. Ancak ona gidemedik. Siz denerseniz bize haber verin:)

Adres: Güllü Bahçe, Silahlı Kuvvetler Cd. No:18

Affan Kahvesi

affan kahvesi haytalı tatlısı

Burası pek sevdiğimiz bir yer oldu. Normal bir kahve aslında. Ama kadınlar da rahat rahat oturuyor. Hatay’ın ünlü Haytalı tatlısını yedik. Adana’nın bici bicisine benzetiliyor ama bizce çok farklı. Bir kere bunda kırılmış buz yerine dondurma var. Kesinlikle bici biciden daha güzel. Gül şurubu ile yapılıyor. Denemenizi tavsiye ederiz.

Yanına bir de kahve söyledik. Hatay usulü. Çifte kavrulmuş kahve. 2. kavurmada acılığını almak için nohut tozu serpilirmiş. Türk Kahvesi’nden daha sert geldi bize. Hatay’da çay bardağında servis edilen kahveye “Süvari” deniyor.

Akşam yemeği öncesi gittik buraya. Rezervasyonumuza daha vakit var. Yorulmuşuz da. Oturduk oyun oynadık. Çok keyif aldık. Aklınızda olsun:)

Adres: Karaağaç Şarkkonak Mah, Atatürk Cd. No:227

Konak Restoran

konak restoran mezeler

İlk akşam yemeğimizi yediğimiz restoran burasıydı. Tadı resmen damağımızda kaldı. Bahçesi çok keyifli. Yazın çok daha tatlı olduğuna eminiz. Mezeleri ef-sa-ne! Tereyağlı humus, konak beğendi (biz de beğendik), Lübnan cevizli, fettuş, şaşlık, peynirli irmik helvası ve künefe söyledik. Yanına da Antakya şarabı söyledik. Giden herkese burayı tavsiye ediyoruz. Rezervasyonlu giderseniz iyi olur.

Adres: Zenginler, Kastal Sk. No:1

Pöç Kasabı

pöç kasabı tepsi kebabı

Burası bizim çok merak ettiğimiz yerlerden biriydi. Uzun Çarşı’da. Zaten Uzun Çarşı’da gezerken, kırmızı, yanıp sönen tabelası ile gözden kaçırma şansınız yok.

Girişte Vedat Milor’un fotoğrafı var. Çok seviyorlar kendisini. Sürekli “Allah razı olsun ondan” diyorlar. Seneler evvel gelmiş Vedat Bey. Çok beğenmiş ve bu beğenisini dile getirince bir anda buraya ilgi artmış. 7 masa varmış o zamanlar. Arayıp rezervasyon yaptırmak isteyenler olmuş. “Ne rezervasyonu, 7 masa var zaten” diye şaşırmış sahibi. Fakat ilgi artınca mecbur büyütmek zorunda kalmışlar dükkanı. Sahibi Haydar Usta kapıda misafirleri karşılıyor. Oğlu kasada duruyor; pek hoş sohbet biri.

Kağıt kebabı mı tepsi kebabı mı seçimine kendimiz karar vermek istedik ve ikisinden de söyledik. Kağıt Kebabı fırın kağıdında pişiyor, sade. Tepsi kebabı kağıtsız, salçalı bir sosla pişiyor. Biz Tepsi Kebabı’nı çok daha fazla sevdik. Kebabı tartıp fiyatlandırıyorlar. Bu yüzden tam fiyat vermek zor. Ama çok lezzetli. Mutlaka bir öğününüzü buraya ayırın deriz.

Adres: Yeni Camii, Uzun Çarşı Cd. No: 154

Müzeyyen

müzeyyen içerden görünüş

İkinci akşam yemeğimizi de burada yedik. İsmini Müzeyyen Senar’dan alıyor. Hoş bir avlusu var. Mezeler lezzetli. Atom, ara sıcak olarak etli çiğ köfte (sıcak kıyması ayrı geliyor), Sıralı Kebap, kıtır kabak tatlısı (kireçte bekletiliyor dışının sertleşmesi için) tavsiyemizdir. Ortam, yemekler, fiyatlar açısından çok iyi. Ama bir akşam yemeği hakkınız var ise Konak Restoran’ı tercih edin. Rezervasyon kritik.

Akşam yemeği için çok önerilen Avlu ve Sveyka vardı. Onları da bir sonraki ziyaretimizde denemek boynumuzun borcu:)

Adres: Zenginler, Günlü Sk. no 26/1

Kule Restaurant

kule restoran kazbaşı, beyti, humus

Burası Harbiye Şelaleleri’ine yakın. Öğle yemeği için daha iyi bir alternatif bizce. Manzaralı. Çok büyük bir mekan bu arada. Arabayı bıraktık. Yıkamışlar kaşla göz arasında:)

Yediklerimiz lezzetliydi. Öğrendiğimize göre insanlar burada en çok rakı keyfi yapmayı seviyor. Biz tereyağlı humus, sac oruğu (içli köftenin yassısı), beyti ve kaz başı yedik. Sevdik ama sırf bu restoran için buralara gelenleri pek anlayamadık. Merkezde çok daha iyileri var. Şelaleye ya da Titus Tüneli taraflarına giderseniz, dönüş yolunda uğramak için iyi bir alternatif.

Adres: Karyer Mh. Baraj Cd. No : 45 Harbiye

Çınaraltı Künefe Yusuf Usta’nın Yeri

çınaraltı künefe yusuf ustanın yeri fıstıklı künefe

Sırf burası yüzünden Hatay’a bir daha gelmeyi kafaya koyduk. Kocaman bir çınarın altında, ufacık bir yerde yapıyorlar. Yok böyle bir lezzet. Daha önce yediğiniz künefeleri unutun. Burada yediğimiz künefe ise diğerleri nedir? Kadayıfı az, peyniri bol. Yapılırken de gördük; peyniri gerçekten bol. Şerbeti çok tatlı değil. Kıtır kıtır. Tek kelimeyle bayıldık. Yarım porsiyon da söyleyebiliyorsunuz. Bir şerbetli, bir de şerbetsiz istedik. Şerbeti yanında ayrı geldi. O da güzel oluyor. Bütün künefe ihtiyacınızı lütfen buradan karşılayın. Farklı yerlerde denedik; en iyisi burada. Şehir dışına kargo ile gönderim yapıyorlar.

Vedat Milor’un burası için yorumları da çok benzer.

Yanına çay söyledik. Getiren beyefendi “Şifa olsun” dedi servis ederken. Bu tatlılık değil de nedir?

Adres: Yeni Camii, Ayakkabıcılar Çarşısı 2 Pazar Sok.Ahmediye Cami

Tarihi Bizim Künefeci

tarihi bizim künefeci

Alternatif bir künefeci aradığımız için buraya gittik. Yusuf Usta’nınkini bilmesek beğenebilirdik. Ancak abartmıyoruz, buradan çıkıp Yusuf Usta’ya tekrar gittik. Masterchef programından gelenler olduğu için çok ünlendiğini düşünüyoruz.

Adres: Ulucamii, Kırk Asırlık Türk Yurdu Cd. No:3

Petek Pastenesi

petek pastanesi kömbe ve kurabiyeler

Burası İskenderun’da. Biz Hatay sonrası Antep’e geçtik. Yolumuzun üzerinde de Petek Pastanesi var. Methini çok duymuşuz. Tabii ki es geçmedik.

Künefesini çok önermişlerdi. Ama o günlük bir talihsizlik mi bilmiyoruz. Yağı çok acı geldi. Künefe dışında yediğimiz her şey aşırı güzeldi. Hurmalı kömbe, Kar Topu (Hindistan cevizi kaplı toplar), fıstıklı sufle muhteşemdi hepsi. Sonradan buranın Adana’da da olduğunu öğrendik. Aklınızda olsun. Ama yolumuzun üstündeydi zaten bizim. İyi ki de gelmişiz.

Adres: Yenişehir, Mareşal Fevzi Çakmak Cd. no:16

Seni çok sevdik Hatay. İnsanını, huzurunu, dar sokaklarını ve tabii ki yemeklerini. Tekrar görüşmek üzere!

Instagram: ucanhollandalilar

Youtube: Uçan Hollandalılar

Write A Comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.